Chanyeol bir gangsterdi ve gecede bir şey vardı.
*
*Chanyeol'ün gitmek istemediği bir gün batımı kayak etkinliği vardı, ama Baekhyun ısrar ediyordu ve çete, ya küçük cüce kazayla tepenin birinden yuvarlanırsa diye liderlerini kaybetmeyi göze alamıyordu o yüzden Chanyeol ekip için bir kereliğine katlanmaya karar verdi.
Sneaker'larını giyerken, Chanyeol üzerinde parlak bir ışık olduğunu fark etti. Kafasını kaldırdığında, Baekhyun'un etrafta el feneriyle oynadığını gördü.
"Acaba hiç geyik görecek miyiz merak ediyorum! Ya da belki de bir baykuş!" kumral olan, ormanlık alandaki canlıları ve onlarla birlikte olan küçük ailelerini düşünerek haykırdı.
"Ya da," Jongin araya girdi, "Belki de bir hayalet görürsün! Ürrrrrrrrpertici!"
Baekhyun ağzı açık bir halde ona bakıyordu. Az önceki heyecan, devin gözünün önünde solmuştu. "Hayaletler mi?"
"Orman hayaletleri! Bir boklar döner ve, bilirsin, insanlar kaybolur ve ağaçlıkta ölürler."
Sehun iç çekeren başını salladı. "Hayalet diye bir şey yoktur."
"Oh?" Baekhyun'un sesi umutlu geliyordu. "O zaman--"
"Sadece şeytanlar vardır."
Kaşlarını çatarak, Baekhyun; arkasındaki alt ranzaya dizlerinin arkası vurana dek, gruptan geri geri giderek uzaklaştı. El feneri, ellerinde sıkıca tutulmuş bir haldeydi. "Şeytanlar mı...?"
Kollarını üzerinde kaldırarak, Sehun ileri geri sallanıp kendi kısmını oynamaya girişti. "Evet. Orman, gölgelerin ve karanlığın en çok olduğu yerdir!"
"Um--"
Gözlerini devirerek, Chanyeol kendisini köşeye kıstırmış olan Baekhyun'a doğru yürüdü ve dehşete düşmüş cücesini yanına çekti. "Hayalet ve şeytan diye bir şey yoktur, seni geri zekâlı! Ve eğer varlarsa da, o zaman ben..." cümlesini tamamladı. "Onları gebertirim."
"Onlar zaten gebermişler!" Jongin, gerçekler karşısında üzgün olarak söyledi. "Onları iki kez öldüremezsin!"
"Tamam, hiç fark etmez çünkü siktiğimin yoklar!" Chanyeol hırladı. Aynı muhabbetten bayağı yorulmaya başlıyordu. "Hadi. Şu aptal kayağa geç kalacağız. Ayakkabılarını giy de gidelim."
"Tamaaam..." Baekhyun'un sesi emin değilmiş gibi geliyordu ama ayakkabılarını giymek için gangsterin yanından ayrıldı. Tüm bağcıklarını bağladıktan sonra, Chanyeol'ü kulübenin dışına doğru takip etti.
Ana alana dönüş patikası karanlık ve korkunçtu. Yol boyunca lamba direkleri vardı ama onlar sadece her şeyi daha da ürkütücü yapıyordu. Baekhyun tek eliyle el fenerini tüm yollara doğru tutarken deve yakın durduğundan emin oldu. Sonra diğer eliyle, uzandı ve Chanyeol'ün parmaklarını aradı.
Ve onları bulduğunda, gangsterden hiçbir itiraz gelmeden parmaklarını birbirlerine geçirip, ellerini kenetledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Think About It II chanbaek
FanfictionChanyeol bir gangsterdi ve Baekhyun bunu kurcalıyordu. "Sence de tatlı değil mi?" "Ne?" Jongdae dönüp arkasına bakarken şaşkına döndü. "Sopalı olan mı?" "Evet." "Park Chanyeol." "Adı bu mu?" "Aman tanrım, Baekhyun." yazar: Exobubz izin alınmıştır. ...