81 - Letting Go

162 28 4
                                    

Chanyeol Baekhyun'a teleskinin nasıl kullanılacağını öğretiyordu.

***

Chanyeol yalan söylemişti. Bu hava Seul'deki havaya hiç benzemiyordu. Kahrolası bir sürü kar vardı, biri içine gömülse günler boyu haber alınamazdı.

Fakat aynı zamanda, kayak merkezi bayağı güzeldi. Teleskinin altında sıranın kendilerine gelmesini beklerlerlen, Chanyeol cüceyi yanına çekmek için arkasına bakmıştı ki...

Jon içine etti-- hemen hemen.

"Hey, sağ botun açılmış hep," Jon tek dizinin üzerine çöktü ve kayıtlardan birini yerine taktı. "Yaralanabilirdin."

"Ay, teşekkür ederim!" Baekhyun ona gülümsedi. "Yuvarlanıp takla atmak istemezdim! Utanç verici olurdu."

"Gergin misin?"

"Biraz, ama sorun değil! Chanyeol--"

Chanyeol gözlerini devirip Baekhyun'un omzuna nazikçe elini koydu. "Hadi. Sıradaki biziz."

"Oh, tamam!" Baekhyun Jon'a döndü. "İlgilendiğin için teşekkürler! Yukarıda görüşürüz o zaman?"

"Uh, tabii." Jon Baekhyun'un arkasına bakıp Chanyeol'ün ona olan bakışlarını yakaladı. "Orada görüşürüz."

Bir sonraki telesiyej onlara yaklaşmaya başlarken, Chanyeol pozisyon aldırdı. "Rahatla. Kayak direklerini bir elinde tut ve tamamen oturduğuna emin olana kadar oturacağa tutun."

"Ya sen?"

"Benim için endişelenme," Chanyeol cevapladı.

O anda, daha çok Baekhyun'un telesiyeje binemeyeceğine dair endişeleri vardı. Şansına, kumral olan resmen işi becerdi ve yerini aldı. Yine de, Chanyeol güvenlik çubuğunu oturtana dek rahat bir nefes vermedi.

Dağın yokuşlu eğiminden tırmanırlarken, Baekhyun elini tuttu-- ya da denedi diyelim. İkisi de kalın eldivenler giyiyordu. En fazla, ellerini birbirlerinin üzerine koyabilmişlerdi.

"Hey," Chanyeol dikkatini Baekhyun'a çevirerek söyledi. "Bu Jon denen çocuğun neyi var? Sevmedim onu."

"Jon mu?" Baekhyun bir anlığına uzağa baktı. "Beni bayağıdır rahatsız etmiyor ve ondan garip bir enerji de almıyorum... Ama onu sevmediğini biliyorum. O kadar kötü değil, aslında! Yani onu tanıdıkça alışıyorsun diyelim."

"Onu tanımak istemiyorum."

Baekhyun kırkırdadı. "Kıskandın mı sen?"

"Evet." Chanyeol gözlerini cüceye dikti. "Kıskandım."

"Kıskanmana hiç gerek yok ki." Baekhyun ona doğru kaykılıp tüm telesiyeji salladı. "Benim sevdiğim sensin, aptal şey!"

"Hm..." Göz temasını bozarak, Chanyeol yolun sonuna doğru geldiklerinde mırıldandı. Neredeyse gelmişlerdi. "Öyle sanırım. Ee, peki ne yapıyor? Alanı ne?"

"Bilgisayar Bilimleri! Benim gibi! Aslında cidden yardımı oluyor. Bazen, ben bir şeyi halledemediğimde bana yardım ediyor. Sonra, aynı derslere girdiğimizde, benim çalışmama yardımcı oluyor!"

Chanyeol hiçbir şey söylemedi. Sadece Baekhyun okuldayken, bilmediği şeyler hakkında zorlanırken yapamadıkları hatırlatılmıştı.

"Yeol?" Baekhyun onu dürtükledi. "İyi misin?"

"Evet."

Pek değil.

"Neredeyse geldik. Ne yapmalıyım?"

Başını kaldırdığında, Chanyeol yerdeki hafif işaretleri gördü. Sağına baktı ve Baekhyun'un mesafe ve hızlarını hesaplamaya odaklandığını gördü.

Sevimli görünüyordu...

Chanyeol neredeyse gülümseyecekti. Ama gülümsemedi.

Dalgınlığından çıkarak, Chanyeol işeretleri gösterdi. "Şu kırmızı çizgilerin üzerine geldiğimizde, atlamadan önce kayaklarını kaldır. Biraz kayacaksın, ama eğer rahatsız hissedersen sadece dur. Direklerini kullan."

Başıyla onaylayarak, Baekhyun sordu. "Peki ya sen?"

Güvenlik çubuğunu üzerlerinden yukarı doğru kaldırdığında, Chanyeol başını iki yana salladı. "Benim için endişelenme. Sen kendine dikkat et. Ben idare ederim."

***

[2013]

Taemin gittikten sonra, Chanyeol bahçeye bakarak yeniden sessizliğe gömülmüştü.

Belki de gerçekten gitmeliydi. Yüzünü şimdi göstermesi her şeyi tuhaf bir hale getirecekti. Jongin ve Sehun meşgul görünüyordu, o yüzden onları da bahane olarak kullanamazdı.

Chanyeol çenesini sıktı.

Bu kahrolası bahçeye bakmaktan sıkılmıştı.

Kendi kendine küfürler mırıldanırken, en sonunda orada işinin bittiğine karar verdi. Ceketini düzelterek, topuklarının üzerinde döndü ve mutfağa giden kapıya doğru yürümeye başladı.

Tam kapı koluna uzanmıştı ki, cam kapı açıldı ve onu tanıdık bir yüzle karşılaştırdı.

"Bunca zamandır burada mı saklanıyordun sen!?"







Think About It II chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin