yirmi üç

10.4K 492 74
                                    

Bölümler arasındaki gün değişimleri kafanızı karıştırıyor mu? Yoksa konuşmalardan anlaşılıyor mu? Sorun varsa günleri belirtmeye başlayabilirim belki.

Bu bugünün ikinci bölümü, okumadıysanız önce 22.bölüme bakın lütfen. Öpüyorum <3

~~~

Fırat: Günaydın Ela (08.36)

Fırat: Yazmamam ya da yanına gelmemem gerekiyor biliyorum

Fırat: Bir haftadır bu kurallara uyuyordum zaten

Fırat: Ama bugün kurallar umurumda değil

Fırat: Kaçta çıkacaksın evden?

Fırat: Yanında durmamı istemesen de en azından ben götüreyim seni

Hazel: Günaydın (09.14)

Hazel: Kaçta çıkacağımı bilmiyorum

Hazel: Ama gelmene gerek yok Fırat

Hazel: Bu yıl yalnız olsam daha iyi olacak sanırım

Hazel: Oraya hep nasıl hissediyorsam öyle gittim

Hazel: Senle dolup taşarken seni yanımda görmek doğru olandı

Hazel: Şu an bu mantıklı değil

Hazel: Yine de teşekkür ederim

Fırat: Tamam

Fırat: Arabada beklerim zaten

Fırat: Ama birlikte gidelim

Fırat: Hatta ben şimdi çıkıyorum

Fırat: Aşağıda bekleyeceğim

Fırat: Sen ne zaman hazır olursan inersin

Fırat: Çiçekleri ben alırım gelirken

Görüldü (09.21)

Fırat'ın attığı son mesaja herhangi bir yanıt vermeden uygulamadan çıktım. Telefonu kenara bırakırken bedenimdeki son gücü kullanıyormuş gibi hissediyordum.

Bugün 27 Ağustos'tu.

Yılın, babama gidebildiğim tek günüydü. Kendimi oraya sık sık gidebilecek kadar güçlü hissetmemiştim hiçbir zaman. Onunla içimden hep konuşsam da yanına gidecek gücüm yoktu. Sadece doğum gününü atlayamıyordum, üzerine atlayıp onu deli gibi öpüp sarılarak kutladığım doğum günlerinden bu raddeye geçmek benim için korkutucu bir süreçti.

Bu yıl onun gidişinin altıncı yılı olsa da zamanın benim lehime aktığı söylenemezdi. Her şey aynıydı, acı yerli yerindeydi.

Yataktan kalkmayı başardığımda banyoya geçip bedenimi uyarıp kendine getirmesini umduğum kısa ve soğuk bir duş aldım. Kaçta uyuduğumu hatırlamıyordum, uyku düzenim yoktu. Gözlerim acıyıp artık dayanamayana dek öylece uzanıyordum. Genelde güneş doğduktan sonra birkaç saat uyuyabiliyordum.

Odama geçerken Lale'nin uyanmaması için minimum ses çıkartmaya çabaladım. Saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra havanın kavurucu sıcağında tenime değmesinden rahatsız olarak yüksekte duran sıkı bir atkuyruğu yaptım.

Dolaptan bulduğum ilk kıyafetleri üzerime geçirirken hareketlerim uyuşuktu.

Hazır olduğuma karar verdiğimde bana fazla ağırlık yapmayacak çantalarımdan birine telefon ve cüzdan tarzı önemli bir iki şey atıp odadan çıktım.

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin