kırk yedi

7.3K 447 36
                                    

Uzun zamandır gecenin körü olmadan bölüm yazmamıştım, bi' deneyelim hvkecşwjdxk

Bölüm Hazel'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

Homurdanarak hızlı adımlarla mutfaktan çıkan Yunus'un arkasından baktım bir süre. "Neden sürekli birbirinizle uğraşıyorsunuz?"

Dilimlediğim ekmekleri tost makinesine dizerken, kalçasını tezgâha yaslamış dikkatlice beni izleyen Egemen'e sormuştum bunu.

"Çünkü neden uğraşmayalım? Ne yapayım tutup öpeyim mi adamı?"

"Abartıyorsunuz biraz ama. Sinirlendi bayağı, kaçtı içeri." Kapıya doğru kısa bir an baktı. Sonra omuz silkti. "Sen fazla duygusal bakıyorsun güzelim, biz böyle anlaşıyoruz."

Daha fazla üstelemedim. Birkaç dakika sonra ekmekler ısınmış, Egemen'in katran koyuluğunda doldurduğu çayları da masaya koyduğumuzda kahvaltı hazır hale gelmişti.

"Yunus!" diye seslendim içeriye doğru. "Kahvaltı hazır, gelebilirsin."

Adım seslerinin ardından mutfağın kapısında göründü. Çıkarkenki halinden eser yoktu, sırıtıyordu.

"Evin çocuğu gibi hissettim böyle, gerçi bu heriften baba olur mu tam em-..."

"Yunus!"

Ben verdiği örneğe, Egemen de sanırım ona attığı lafa tepki vermişti.

"Bağırmayın sabah sabah ya, iki lokma yemek yiyeceğiz şurada." Uygulamaya dökerek gerçekten iki hatta belki de çok daha fazla lokma büyüklüğünde ekmek ve peyniri ağzına tıkıştırdı. Sandalyesine yerleşirken sabır dileyerek ben de çaprazına yerleştim. Karşıma da Egemen oturdu.

Tabağıma bir iki salatalık ve biraz zeytin alıp onları öylece bıraktıktan sonra çayıma uzandım.

"Yavaş lan, önünden alan mı var?" Egemen Yunus'un hızla masayı tüketmeye başlamasına laf atarken ben de tenis maçı izler gibi bir ona bir Yunus'a bakıyordum.

"Açım aç, geldin sabahın köründe sana kapıyı açmak için uyandım zaten. Sonra da çıkamadın odadan, açlıktan büzüştüm."

"Götünü kaldırıp yeseydin kardeşim, mutfağı kilitlememişlerdi değil mi?"

"Öyle zevkli olmuyor ya. Hatta içeri gelip uyandıracaktım sizi, ama şimdi uyumuyorsanız ve yanlış bir anda gelirsem... Abisiyim sonuçta, ama sen de kardeşimsin seni boğazlamak istemezdim."

İçtiğim çay genzime kaçtığında öksürerek boğulmaktan kurtulmaya çalıştım. İkisinin de bakışları bana döndüğünde Egemen, Yunus'a çenesiyle ilgili 'iyi' dileklerini ilettikten sonra ayağa kalktı. Yanıma gelip çenemi yavaşça tutup havaya kaldırdı. "Yukarı bak biraz, zorlama kendini."

Sırtımı ovuştururken biraz kendime geldiğimde elimi iyi olduğumu belli etmek üzere havaya kaldırdım. "Geçti." Öksürüklerim kesildiğinde derin bir nefes aldım. Boğazım acımıştı.

"İyi misin güzelim?" Merakla yüzümü inceleyen Egemen'e tebessüm ettim. "İyiyim, çay boğazıma kaçtı. Otur kahvaltını yap sen."

Çenemdeki eliyle hafifçe orayı okşadı. Ardından yerine döndü.

"Yavaş içsene çiçek kızım, bir yudum çayla boğdun kendini." Yunus elindeki büyük ekmek parçasıyla bana bakıyordu onaylamaz bakışlarla.

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin