altmış bir

6K 425 53
                                    

Bu bölüme hazır olmayanlar sıralı tam liste:

- Ben

- Fırat

BHKRGJLŞEVKWEİQKW gerildim yazmaya başlamadan neden bilmiyorum

Neyse korkunun ecele faydası yok diyerek susuyorum

Bölüm Hazel'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

Koca okulda aynı anda herkesin çıkışa gelesi tuttuğu için sayımız gittikçe artıyordu. Her gelen beni biraz daha geriyor, koşarak kaçma isteği uyandırıyordu.

Acıkmış olmamı kullanarak Egemen'i zaafından vurduğumu düşünmüştüm. Tarık da bizi zorla tutacak değildi zaten. Ama nedense Fırat için aynı şeyi söyleyemiyordum. Ki tek sorun Fırat da değildi, Egemen'in ne tepki vereceğini kestiremiyordum.

Egemen bana baktığı için, benim bakışlarım Fırat'a yöneldiğinde merakla oraya döndü. Bu kez de Okan ve Tarık bize eşlik etmişti. Yanımıza ulaşmasına kalan son iki adımı atan Fırat'ı sessizce izleyişimize bu ortamda olmasam gülebilirdim.

Garip bir andı.

"Bir sorun mu var?" Fırat, Tarık'ın yanında durup direkt olarak bana bakarak konuşmuştu. 'Evet!' diye haykırmak istesem de başımı belli belirsiz iki yana salladım.

Benden sonra bakışları Egemen'e döndü. Tanımadığı için bakışları bir süre onda oyalandı. Tarık, günün çıkışıyla ortaya atlarken elimi alnıma vurmamak için yumruklarımı sıktım. "Hazel'in avukatı, Çağrı olayıyla ilgili."

Ne 'avukat' ne de 'Çağrı' kelimelerini duymaya tahammülüm kalmamıştı.

Fırat, anladığını belirtir şekilde başını salladığında arada bakışları bana kaymış, anlamlandırmakta zorlandığım bir ifadeyle bana bakmıştı. Hiçbir tepki vermeyip ona bakmaktan kaçındım, sağ salim okuldan çıkıp gitmek istiyordum sadece.

"Artık çıkalım mı? Kaldık böyle." diyerek Okan'a gözlerimi belerterek baktım. "Aynen, aynen."

Okan sırtımdan tutup beni ilerletirken Egemen'in de yürümeye başladığını görünce rahatça nefeslendim. Tahmin ettiğimden daha az kaosla atlatmıştık.

Okan'ın arabasız geldiğinden haberim vardı, dolaysıyla konuşmadan Egemen'in arabasına gitmeye başladık. Çok ileride değildi zaten araba.

Kapıya uzanıp açmak üzereyken Okan'ın sorusuyla, Egemen'e baktım. "Ben mi kullansam, boynundaki damarları sayabiliyorum şu an, güvende değiliz." Yarı alayla yarı şaşkınlıkla konuşmuştu. Egemen de onun bir şeyler söylediğini fark edince arabaya binmek yerine duraksadı. "Ne oldu?" Dümdüz bir sesle Okan'a baktı.

"Yok bir şey, Egemen Bey. Avukatınla bu kadar samimi olmasa mıydık diyor, etik değil." Tarık'la konuşurken ne yapmaya çalıştığını algılayamamıştım, yine hangi garip ayrıntıya takılmış ve kendini böyle tanıtmıştı bilmiyordum. Laf atmaktan da çekindiğim söylenemezdi.

"Ateşe körükle gitmese miydin Hazel?" Okan, dişlerinin arasından bana doğru fısıldarken ona saniyelik bir bakış attığımda ellerini teslim olur gibi kaldırıp arabaya yaslandı. "Sen bilirsin tabii."

"Bin arabaya, Ecem. Şu an sırası değil."

"Asıl şu an tam sırası, sen yine bir şeyleri susarak aşmaya çalışacaksan üzgünüm ama buna izin vermeyeceğim Ege. Konu her Fırat ya da onunla ilgili bir şey olduğunda sessiz kalıp beni binlerce düşüncenin arasına atamazsın. Ne hissediyorsan, neyi neden yapıyorsan konuş. Çok basit!"

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin