HAVA NEDEN BU KADAR SICAK?
neyse tamam sakinim, erimiyorum, krizde değilim...
Burnu boktan kurtulmayan çiftimize Ege'nin doğum günü hatırına kıyak geçtim jelbqwşdnljireof umarım sakin bölümümüzü bünyeniz kabul eder
Medya: Bölümde bahsedilen ev, ama Kasım'da olduğumuz için etrafı daha sonbaharmış gibi hayal ediyoruz ;)
Bölüm Hazel'in anlatımından...
İyi okumalar!
~~~
"Kararlısın yani konuşmamakta..." Egemen şaşkınlıkla söylenmeyi sürdürürken onu duymamış gibi yola pür dikkat bakmaya devam ettim.
Bu umursamazlığım Egemen'in sabır çekmesine yol açarken yanaklarımın içini ısırarak gülüşümü bastırmaya çalıştım. "Anladım tamam, bir daha senin harika sürüş yeteneğini küçümsemeyeceğim. Hatta çekeyim sağa kalan yolu sen devam et olur mu?"
Hiçbir şey söylemedim. İş işten geçmişti.
Bugün 5 Kasım'dı. Dün sabah Egemen'in kollarında uyanmış olsam da günün geri kalanını ondan uzakta geçirmiştim. Her yarım saatte bir arayıp nefes aldığımı öğrendikten sonra kapatmış olsa da uzaktık sonuçta...
Bu sabah ise gün yeni aydınlanırken koştur koştur kendimi evine atmıştım. Acilen yola çıkmamız gerektiğini söyleyip asla ayrıntı vermediğimde uzun bir süre ne olduğunu anlamaya çalışmıştı ama bu ilişkinin keçi inatlı tarafı bendim.
Yol boyunca Egemen'in sorularını nasıl görmezden geleceğimi ise fark etmeden ondan yararlanarak bulmuştum.
Egemen bana aşıksa... Arabasından da hoşlanıyordu.
Arabayı ben kullanacağım dediğimde iki arada bir derede kalmıştı, ben de ona hayatımın en büyük kırgınlığı yaşıyor gibi sessizlik yemini etmiştim.
Şimdi navigasyona girdiğim noktaya doğru, onun kullandığı arabada ilerliyorduk.
"Ecem... Allah aşkına konuş yavrum be, öldürdün sıkıntıdan. İnadına bok gibi parçalar seçiyorsun kafam patlıyor, senin müzik zevkinle bir gram alakası yok şu seslerin."
Büyük bir isyanla kafasını geriye doğru vurduğunda kıyamayıp müziğin sesini biraz kıstım. "Tarz değiştirdim belki, olamaz mı?"
"Olur güzelim, olur canımın içi de yarın değiştir sen tarzını. Bugünlük eskisi gibi soft bir şeyler aç. Viraja dümdüz gireceğim şimdi."
Ses tonu o kadar rahatsızdı ki tepinerek gülmemek için olabilecek son noktadaydım.
"İyi ya, kapattım tamamen." Telefonumdan müzik uygulamasını kapatıp ekranı kilitledikten sonra kucağıma bıraktım.
"Çok şükür..." diye mırıldadığını duysam da duymamış gibi yaptım. "Bir şey mi söyledin Egemen?"
"Seni bana verene çok şükür diyordum bebeğim, öyle içimden geldi."
Eh, boşuna bu adama ilk taktığım isim 'R' değildi. Güzel çeviriyordu.
Gözlerimi çevirip Egemen'in aracın ön kısmında takılı duran telefonundan kalan süreye baktım.
Yarım saatten biraz fazla bir yolumuz kalmıştı sadece.
"Az kalmış." diyerek konuyu değiştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aldattın mı Beni?
Teen Fiction*yarı texting !Yaşarken önünüze çıkan bazı hatalar, bambaşka doğruları çağırmak için kaderin size sunduğu oyunlardır. Hazel'e her şey bitti dedirten o hatayı ve aslında hatanın nasıl bir doğruya açılıyor olduğunu görmek isterseniz eğer, küçük bir y...