Uyumamak için direniyorum ama bu bölüm yazılacak rgıewksjhkecfjldnxk dayanabilirim
Bölüm Hazel'in anlatımından...
İyi okumalar!
~~~
Uyku ile uyanıklık arasındaki çizgide gidip gelirken, bilincimin daha da açılmasını sağlayan yüzümde olduğunu hissettiğim saçlarımın hareket etmesi oldu.
Biri saçlarımı yavaşça yanaklarımdan çekip geriye doğru itmişti. Huylanarak elimi yanağıma attığımda parmaklarım başka parmaklarla çarpıştı. Anlamsız mırıltılar çıkartarak uykuma dönmeye çabalarken Yunus olduğunu düşündüğüm kişinin gitmesini dilemeye başladım.
"Tapılası bir manzarasın uyurken de, ama seni özledim güzelim. Uyansan mı artık?"
Rüyada olduğumu fark ettiğimde gülümsedim. "Ege?" dediğimde sesim uykuluydu.
"Ecem?" Yine son harfi bastıra bastıra adımı söylerken, bundan gerçekten etkilenmiş olduğumu ve rüyama da girdiğini düşündüm.
Gözlerimi ufacık aralayıp nerede olduğunu görmeye çalıştım.
Yatağın hemen yanında, yerde oturuyordu. Sırtını komodinime yaslamış ve başını bana çevirmişti. Bir eli yanağımdaydı. Biraz önce saçlarıma dokunan elinin üstüne elimi kapattım. Bu hareketimle birlikte avucu yanağıma daha sert bastırılmış oldu.
Bana çikolataları anımsatan gözleri irice açıldığında dudaklarımı büküp neye şaşırdığını anlamaya çalıştım.
"Rüya mı görüyorum anasını satayım?" dediğinde kıkırdadım. "Sen değil, ben rüya görüyorum. Komik misin?"
Birkaç saniye durdu. Ardından gülmeye başladı. "Emin misin peki?"
Emindim.
Rüyada olmasam, dün gece bana triplenen ve 300 kilometre kadar uzağımda olan adamın sabah odamda saçlarımı okşayacak hali yoktu değil mi?
Ben sorusunu düşünürken sakince yanağımdaki elinin başparmağını oynatarak tenimi okşadı. O sırada uykudan tamamen sıyrıldığımda, gözleri irice açılan taraf ben oldum.
"Egemen!"
"Hatlar geri geldi galiba, Ege'den Egemen'e düştük çünkü."
Rüyada değil, gerçekliğin tam ortasında olduğumu anladığımda sırnaşık kedi gibi davranışımdan utanmak üzere avuçlarımı yüzüme kapattım. Egemen'in eli de yüzümde kalmıştı ama en azından şu an onu görmüyordum.
"Ecem? Baksana bana bi', yavrum çek elini yüzünden." Boşta kalan eliyle avuçlarımı nazikçe çekmeye çalıştığında parmaklarımı aralayarak boşluklardan ona baktım. "Sen Eskişehir'deydin..." derken sesim sitemli çıkmıştı ve aynı zamanda da ellerimin içinde konuştuğum için boğuktu.
"Öyleydim." dedikten sonra bana doğru yaklaştı. Hareketlerini halen parmaklarımın arasından izliyordum.
Yüzümde duran ellerime sırayla birer öpücük bıraktığında gözlerimi kırpıştırdım. İstemsizce ellerimi yüzümden indirdiğimde sırıttı. "Öpücük istediğini söylesen hemen hallederdik aslında, saklanmana gerek yoktu."
Bileğini kavrayıp elini yüzümden indirmek için ittirdim. "Çek elini kolunu çocuk!"
"Küçülüp cebine de gireyim mi Ecem? Çocuk derken?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aldattın mı Beni?
Teen Fiction*yarı texting !Yaşarken önünüze çıkan bazı hatalar, bambaşka doğruları çağırmak için kaderin size sunduğu oyunlardır. Hazel'e her şey bitti dedirten o hatayı ve aslında hatanın nasıl bir doğruya açılıyor olduğunu görmek isterseniz eğer, küçük bir y...