kırk dört

7.5K 475 52
                                    

Kalan bölümler için beklentileriniz ne yönde? Nasıl sahneler okumak isterdiniz?

Sorumu sordum, uzatmadan susuyorum.

Bölüm Hazel'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

"...ve sen bana bunu her şey bittikten sonra anlatıyorsun. Sağ ol ya!"

Sanırım birkaç aydır Lale ile olan iletişimimiz, benim ona bir şeyler anlatışım ya da anlatmayışım ile sınırlıydı. Hayatımda sürekli ters giden ya da beklenmeyen olaylarla karşılaşmak benim suçum değildi elbette, ancak Lale'ye bunları sıcağı sıcağına anlatmamak onun gözünde müebbetlikti.

"Elli kere söyledim, bana ilk yazdığı dönem sizin Çetin ile aranızın açık olduğu dönemdi. Sen iyi değildin, gelip bana biri anonimden yazıyor diye kafanı şişirmek istemedim Lale. Sonra da her şey hızlı gelişti zaten, telefonda da anlatamazdım."

Bıkkınca açıklama yaptıktan sonra kendimi oturduğum yatakta geriye doğru bırakarak hızla yatağa uzandım.

"Fark ettim hızlı olduğunu, görür görmez fazla mı hızlı ilerlemişsiniz sanki Hazel?"

Böyle bir tepki beklemiyordum. Lale genelde bana oranla uçarı ve aklına eseni yapan taraftı. Beni bu hamlem yüzünden sorgulayacağını düşünmemiştim. Yine de afalladığımı belli etmemeyi denedim.

"Sanırım öyle. Ama bunda bir sakınca görmüyorum, Egemen'den zarar göreceğime inanmıyorum Lale. Zaten şu an ne sevgili ne de flört falan değiliz. Söyledim sana, düşünmek için bol bol vaktim var."

Lale, bavulundan çıkardığı kıyafetlerden birkaçını dolaba attıktan sonra arkasını dönüp bana baktı. Ben de boynumu hafifçe oynatıp başımı kaldırarak karşılık verdim.

"Fırat'ın da sana zarar vermeyeceğine emindin Hazel. Sonuç ortada ama."

Tereddüt etmeden kurduğu cümlenin ağırlığının farkında mıydı, emin değildim. Benden ne istiyordu? Birileri beni kıracak, üzecek diye sonsuza dek kendimi saklamalı mıydım?

Bir şey söylememeyi tercih ettim. Başımı yeniden yatağa yasladım, başımın ağrımadığı nadir günlerden birine uyanmıştım ama Lale işleri tam tersine çevirmeye niyetli gibiydi.

"Hazel?" diye mırıldandığını duydum. Ardından yatak hafifçe sarsıldı. Dizlerimin hemen yanına oturduğunu hissettim. "Öyle demek istemediğimi biliyorsun."

"Demek istemediğin bir şeyi söylemezsin sen Lale, seni tanıyorum." Haklı olduğumu biliyordu. Biraz duraksadı. Başımı yan çevirip ona baktım.

"Ben iyileşmeye çalışıyorum Lale, bu yüzden hayatımda bana iyi gelenlere öncelik verip kalanları tek tek elemeye karar verdim." Burukça gülümsedim. "Hatta birçoğunu çoktan eledim bile."

"Doğru olan bu zaten, o asalaklar hayatından çıktı diye sana kızacak halim yok bebeğim."

Lale'yi geçirdiğimiz yaklaşık yedi yılda biraz olsun tanıdıysam, aklından başka bir şeyler geçiyordu. Sorsam söylemeyecekti, onu yorumlamaya da enerjim yoktu. Bu yüzden boş vererek bakışlarımı tavana çevirdim.

Bir süre ikimiz de konuşmadık. Sonra Lale aklına bir şey gelmiş gibi heyecanla kıpırdandı. "Akşam hep birlikte yemek yiyeceğiz bu arada. Sen de gelirsin değil mi? Biz yoktuk bayağıdır, toplanmış oluruz."

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin