yetmiş dört

5.9K 352 104
                                    

Gelebildiğim kadar hızlı geldim, nasılsınız?

Neyse usul usul Ege ve Ecem'e odaklanabiliriz ıeofwudpxqsoik

Bölüm Hazel'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

Kucağımdaki Köpüş'e sarılmış halde yarı açık gözlerle Egemen'in telefonla konuşmasının bitmesini bekliyordum. Köpüş de en az benim kadar beklemekten sıkılmış olacak ki hırıldayarak Egemen'e baktı. Bu haline kıkırdadım.

"Müsait olduğunuzda mutlaka büroya uğrayın, görüşelim daha ayrıntılı." Egemen'in söylediklerine göz devirdim. Bu ayrıntılı konuşmamış hali miydi? Beklemekten uykum gelmişti.

Vedalaştıktan sonra telefonu kapattı. Ayağa kalkıp camın önüne gitmişti, biz ise oğluşumla birlikte klimanın karşısındaki koltuktaydık.

Evet, klimayla yaşamaya devam ediyorduk.

Hastaneden çıktıktan sonra uzun bir süre Egemen, sıcaktan bayılacak gibi olsam da beni klimadan uzak tutmuş hatta bir ara söktürmeye bile niyetlenmişti. Şimdi ise hastane sonrasında gelişen iki haftayı tamamladığımız için biraz daha rahattı.

Benimle olabilmek için işi aksatması, şimdilerde çok yoğun olmasına sebep olmuştu. Bu pek hoşuma gitmese de çok fazla mızmızlanmamaya çalışıyordum. Yeterince yorulmuştu herkes.

"Sıkıldınız mı?" Bize doğru gelip yanımdaki boşluğa yerleştiğinde koltuğa yasladığım başımla onayladım. "Çok sıkıldık."

Dudağımın kenarını sertçe öptükten sonra Köpüş'e eğildi. İki eliyle kafasını tutup sağa sola salladı. "Sen de mi sıkıldın babacım? Biliyorum annen pek eğlenceli biri değil, gel bakayım bana."

Köpüş'ü kucağına doğru çekerken ben şaşkınca onlara bakıyordum. "Ayıp oluyor yalnız, Köpüş'cüm sana da aşk olsun hiç savunmadın hemen sırnaştın şuna."

İkisine de trip atıyor olsam da biri bu halime gülerken diğeri dili dışarda etrafı inceliyordu. Pek takılmamıştım yani...

Kollarımı göğsümde kavuşturmuş Köpüş'le oynayan Egemen'i izlerken uzun zamandır olmadığı kadar iyiydim. Olan bitenle ilgili gördüğüm kâbuslar, dalıp gitmelerim yeni yeni sona eriyordu. Egemen'in ve Yunus'un benim kadar hızlı normale dönememesi canımı sıksa da elimden onlara sarılmak dışında pek bir şey gelmiyordu.

Daha birkaç gün önce, istemsizce kulak misafiri olduğum 'ölüm karmaşası' duyduğumda uzun bir süre kendime gelmemi zorlaştırmıştı. Kısa bir süreliğine de olsa öldüğümü zannetmeleri ne demekti?

O adamın, sırf bu korkuyu yaşamaları için Buket ile birlikte az çok bana benzeyen bir başka kişiyi yaralayıp hastaneye bırakması korkunçtu.

Egemen halen uykusundan sayıklayarak uyanıyor ve uzun bir süre ona sarılıp sakinleştirene dek titremeyi sürdürüyordu. Yunus da çalışması gerekmeyen her an benimleydi. Normalde yan yana durdukça benim üzerimden birbirlerine giren bu ikiliyi, kaç kere aralarında yatarak uyuttuğumu hatırlayamıyordum.

"Yavrum?" Egemen'in yükselen sesiyle hafifçe irkildim. "Hı?"

"Neye daldın? Sesleniyorum duymuyorsun..."

"Hiç..." dedim uzatarak. "Farkında değildim."

"Öyle olsun bakalım." Uzatmamasına sevinmiştim. Gerekmedikçe olanlar hakkında konuşmuyorduk.

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin