pov: önceki bölüm sonu, finale kadar kendinize iyi bakın deyip duygusallaşmışsındır ama finalden önce yine ortaya çıkarsın...
Neyse vhrefopcwjoğxkp
Bir önceki bölüm zaman atlamasıyla başlamıştık, yani Hazel'in hastanede uyandığı andan sonrasını okumadınız. Ben de biraz arada kalmıştım zaten, isteyen birini de bulunca direkt atladım ve ortaya bu bölüm çıktı :))
Kısacası yeniden geçmişe dönüyoruz, 73.bölümün sonuna
Bölüm Egemen'in anlatımından... (yapmışken tam yapayım bari :p)
İyi okumalar!
~~~
Elalarını aralayıp, günlerdir boğuluyormuş gibi hissetmeme sebep olan çoğu şeyi alıp götürmüştü. Camın ardından da olsa kırpıştırdığı gözlerini izlemenin bu kadar güzel hissettirmesi adil değildi.
Benim, ona olan hislerim kesinlikle adil değildi. Bir insanın kaldırabileceğinden çok fazlasıydı, ama her şeyim üzerine ant içebilirdim ki dört yıldır bir kez bile 'keşke bitse' dememiştim.
Birkaç kez daha derince nefeslenmeme yetecek kadar camın önünde durup ona bakmıştım. Ardından olabildiğince hızlı adımlarla kattaki hemşirelerden birini bulup durumu anlattığımda dakikalar içinde odasına doktoru ve birkaç görevli daha doluşmuştu.
Beni içeri kabul etmedikleri için camın önünden dikkatlice ona bakıyordum. Doktorunun ona bir şeyler söylediğini görebilsem de duyamıyordum. Ecem'in yorgunca gözlerini kapatıp açarak doktoru onayladığını fark edebilmiştim sadece. Günlerdir uyuyan o değilmişçesine uykulu ve yorgun görünüyordu.
Doktor içeride biraz daha oyalandıktan sonra kapıya yöneldiğinde ben de merakla oraya döndüm. Kapıdan çıktığında onun konuşmasına izin vermeden ben sorduğumda anlayışla gülümsemişti. "Nasıl? Bir sorun yok değil mi?"
"Her şey yolunda görünüyor, sadece ilaçların etkisini henüz atlatmış değil. O yüzden yeniden uykuya dalabilir." Yüzümü nasıl bir ifade kapladı bilmiyorum ama hızla ekledi. "Tabii bu kez günler sürecek bir uykudan bahsetmiyorum."
Başımla onayladım. "Yanına girebilir miyim?"
"Normal odaya alındığında girebilirsiniz, arkadaşlar yardımcı olacak zaten. Geçmiş olsun, ben tekrar uğrayacağım." Kısık sesli bir teşekkür mırıldandığımda doktor koridorda gözden kaybolurken ben de yeniden cama yaklaştım.
Etrafındaki ne işe yaradığından emin olamadığım kablolar hemşireler tarafından bir bir sökülürken doktorun dediğini doğrulayarak yeniden gözlerini kapatmış olan Ecem'e kırık bir tebessümle baktım.
Beni çok bekletmişti, daha önce beklettiği üç yılın gözümde hiçbir değeri kalmamıştı çünkü bu on beş günü nefesim kesilmiş halde beklemiştim. Onun iyi olması, benimle olmasından daha önemliydi. (yazardan minik not: bunun aksini düşünen toksik insanları, benimle değilsen iyi olmaman sikimde değilcileri- umarım hayatınıza almazsınız hiçbir zaman, aldıysanız da lütfen yavaşça itekleyin güzellerim, öpüyorum sizi.)
Dakikalar içinde bir kat aşağıya inmiş, normal bir odaya yerleşmiştik. Ecem sakince uyurken görevliler de odadan çıkınca baş başa kalmış olduk. Yatağının karşısında duran koltuğu görmemiş gibi davranıp yanına doğru adımladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aldattın mı Beni?
Teen Fiction*yarı texting !Yaşarken önünüze çıkan bazı hatalar, bambaşka doğruları çağırmak için kaderin size sunduğu oyunlardır. Hazel'e her şey bitti dedirten o hatayı ve aslında hatanın nasıl bir doğruya açılıyor olduğunu görmek isterseniz eğer, küçük bir y...