otuz yedi

8.1K 560 166
                                    

Medya'da Hazel'in kıyafeti var. Kolyesi de Kıvanç'ı baş h-.. YFVGIUOWEFHIPQĞJO şaka şaka gülün diye. Kıvanç'ı siz alın diye kimseye vermiyorum. Okuyuculara minnoş bir armağan kendisi.

Bölüm Hazel'in anlatımından.

Sizce kitap nasıl gidiyor? Sıkıldınız mı bitse de sonunu görsek modunda mısınız?

Yorum sayısının genel olarak sıfır –arada da nasip olursa belki bir iki- olması bi' tık üzücü. Yine de kimseyi yorum yapması için zorlayamayacağıma göre...

Hadi iyi okumalar vhgıvfoejcdwoxk

~~~

"Ve ben bütün bunları şimdi öğreniyorum, yanında bile değilken. Öyle mi Hazel?" Telefonla konuşuyor olsak da yanımdaymış gibi hissettirmeyi başarabilen Lale'nin, sonu gelmeyen azarlarını dinlerken öylece duvarı izliyordum.

"Yarın dönüyoruz biz, sen de düzgünce yüz yüze anlatıyorsun bana her şeyi. Tamam mı?" Beklediğimin aksine uzun uzun konuşmadığında hızla müdahale ettim.

"Saçmalama, Lale. Zaten okulun açılmasına da çok kalmadı, kalan günleri birlikte geçirin işte. Ben iyiyim, konuşulacak bir şey yok. Bitti gitti."

Sesim kendimden o kadar emin çıkmıştı ki, Lale hemen itiraz etmeye başlamadan biraz duraksadı. Sanırım gerçekten bir şeyleri zihnimde bitirmeyi başarıyordum, çünkü yalan söylesem inandıramayacağım sayılı kişilerden biri Lale'ydi.

"Hazel... Bak gerçekten benim keyfim bozulacak diye rol yapıyorsan, döndüğümde çok kötü bozuşuruz."

"Rol falan yaptığım yok, sen güzelce tatilini yap. Çetin'e de selam söyle, hadi kapat artık. Kaç saat oldu telefon yapıştı kulağıma artık."

Kısa bir süre daha konuşup telefonu kapatmaya ikna olduğunda gerçekten yüzümle bütünleşmiş olan telefonu koltuğa doğru attım.

İyiydim.

İyi olmamam için birçok sebebim olsa da, gerçekten iyiydim.

Aklıma doluşan seslerden beni üzecek olanları duymazlıktan gelmeyi öğrenmiştim. En başta kabullenmem gerekeni, yeni yeni kabullenebilmiştim.

Biz bitmiştik. Biz, Fırat İzmir'e gittiği gün bitmiştik.

Onu bekleyip kendimi kandıran ilk kişi bendim. Sonrasında ise Fırat her şeyi düzeltebileceğini sanıp kendini kandırmıştı. Ama sonuç belliydi.

Aklında halen onu aldatmış olabileceğimle ilgili soru işaretleri taşıyan bir adama, aşkımdan ölsem de dönemezdim. Ki artık aşkımı hissedebiliyor olduğumdan da emin değildim. Benim aşkımın en büyük desteği 'güven'di.

Güven kaybolduğunda geriye hiçbir şey kalmamıştı.

Telefonumun melodisi kulağıma dolduğunda arayanın Lale olduğunu düşünsem de ekrandaki isim tahminimin ötesindeydi.

Sıla arıyor...

Geçen gecenin sonunda apar topar numaramı alıp, kendi numarasını da kaydetmeme sebep olmuştu.

"Alo?" diyerek cevapladım telefonu.

"Merhaba, Hazel. Rahatsız etmiyorum değil mi?" Çekingen çıkan sesi samimi geliyordu.

"Hayır tabii ki, merhaba sana da."

Yeniden konuşmaya başladığında ise susmama ve ikna yetenekleri konusunda Lale'den çok daha fazlasının onda var olduğunu anlamış oldum.

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin