Birazcık geciktim ama geldiim sonunda
Nasılsınız?
70'te final yapmak için tüm şartlar uygunken karakterlerden ayrılmaktan korktuğum için kesin bir şey diyemiyorum ıfeuocdwıpxqsoip
Bölümün ilk kısmı Hazel'in anlatımından, kalanı benden...
İyi okumalar!
~~~
Egemen, dönüş yolunda müzik seçimini bana bırakmaktan çekindiği için radyoyu rastgele bir kanalda açıp bırakmıştı.
Biraz önce başlamış olan garip parçaya alakasız dansımla oturduğum yerden eşlik ederken Egemen'in bakışları sık sık bana çevriliyor ve halime sırıtıyordu.
"Önceden çalışılmış bir koreografi mi bu?"
"Doğaçlamaydı aslında, fazla iyi olduğu için kafan karışmış olabilir." Büyük bir özgüvenle cevapladığımda mahcup olmuş gibi yaptı. "Kesinlikle öyle oldu, fazla etkilendim."
Egemen, beni oyalarken şarkı bitip yerini bir anda slow bir parçaya bırakınca sakince arkama yaslandım. "Biraz dinleneyim."
Kucağıma bıraktığım sol elimi boştaki eliyle kavrayıp dudaklarına yasladı. Avucumu sulu sulu öpünce kıkırdadım. "Ege!"
Huylandığımı anladığı için elimi bırakmak yerine bir kez daha öptüğünde başımı yana yatırmış gülümseyerek onu izliyor haldeydim.
"Keşke daha uzun kalabilseydik." diye mırıldandım. Saat gece yarısını geçmişti, yani artık onun doğum gününde değildik. Pazartesi, yani bugün, benim okulum ve Egemen'in de işi olduğu için ben ne kadar mızmızlansam da yola çıkmıştık.
"Yavrum yapma böyle, söz verdim daha uzun ve rahat bir zaman ayarlayacağım diye. Yine geliriz, hatta daha hazırlıklı geliriz." Elimi dudaklarından ayırsa da serbest bırakmak yerine kendi kucağına indirdi. Parmaklarımı parmaklarına dolayıp elini sıkıca tuttum.
"Biliyorum ama hiç eve dönesim gelmedi, nedense kötü hissediyorum biraz." Birkaç saattir sıkıntılı olsam da kendimi saçma sapan şeyler yaparak oyalamaya çalışmıştım ama duraksadığımda yine aynı hisler kendini belli ediyordu.
"Kötü mü? Bir şeyin mi var güzelim?" Gözleriyle beni hızlıca süzüp yeniden yola döndü. Başparmağımla elini okşadım. "Hayır, fiziksel bir şey değildi. Ciddi bir şey yok zaten, Bolu'yu sevmiştim. Dönüyoruz diye olmuştur, daraldım sadece."
Söylediğime pişman olmamayı diliyordum. Egemen, her ne kadar sakin ve olgun dursa da konu ben olduğumda panikliyordu. Onu endişelendirmekten çekiniyordum.
"Uyumak ister misin biraz? Yolumuzun yarısını bile tamamlamadık, dün de çok az uyudun. Beni yatırdın araba kullanacağım diye, kendin dikilmişsin."
"Deneyeyim en azından."
"Koltuğunu yatır iyice, montumu da üzerine al." Dediklerini yaptıktan sonra yüzüm ona dönük kalacak şekilde sessizce beklemeye başladım. Gözlerimi kapatıp uyumaya odaklanırken arabanın ısısının birkaç kademe daha yükseldiğini de hissedebilmiştim.
Ne zaman tam anlamıyla daldığımı bilmediğim uykum, arabayı tamamen dolduran zil sesiyle bölündüğünde irkilir gibi oldum. Gözlerimi açtığımda Egemen'e dönük olduğum için ilk onu gördüm.
"Arabaya bağlıydı telefonum, korkma bebeğim. Yunus arıyor." Gözlerimi kırpıştırarak onu onaylarken Egemen telefonu açtığında Yunus'un sesi arabayı doldurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aldattın mı Beni?
Teen Fiction*yarı texting !Yaşarken önünüze çıkan bazı hatalar, bambaşka doğruları çağırmak için kaderin size sunduğu oyunlardır. Hazel'e her şey bitti dedirten o hatayı ve aslında hatanın nasıl bir doğruya açılıyor olduğunu görmek isterseniz eğer, küçük bir y...