yetmiş

5.8K 386 47
                                    

Ben geldiiim! VE SİZİ ÇOK ÖZLEDİM :')

Umarım etkileşimimiz azalmamıştır, oy ve yorumlarınızı görebilirsem çook mutlu olurum. Artık nolur şu sıralamalarda yükselelim deliricem NASIL OLUYO BU İŞLER NEDEN BİZ HEP AYNI SIRADAYIZ?

Ben unuttum olan biteni diyorsanız 69.bölüme bir göz atın isterseniz, çünkü küçük bir zaman atlamasıyla başlıyoruz bu bölüme. En son Kasım ayının başlarındaydık, yılbaşına geçiş yapıyoruz şimdi.

Bölüm Hazel'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

"Hiç güzel olmamış ki bu! Bence baştan yapalım." Hemen önünde dikildiğim yılbaşı ağacını memnuniyetsizce incelerken konuştuğumda aynı anda salondaki tüm gözler bana çevrildi. Kollarımı göğsümde kavuşturup tepkisizce bekledim.

"Yavrum sen ne dediysen onu yaptık, her beğendiğin süsü söylediğin yere taktık işte. Mis gibi ağaç, neyini beğenmedin?" Egemen'in söylediklerine kalan herkesin katıldığını ifadelerinden gördüğüm için pes ederek arkamda duran koltuğa bıraktım kendimi.

Bakışlarını üzerimden çekmemiş olan üçlüye kaşlarımı çattım. "Dönsenize önünüze, tamam güzel oldu."

Ben cümlemi bitirir bitirmez kapı çaldı. Yunus ve Okan bu anı bekliyormuş gibi kapıya koşarken arkalarından homurdandım. Benden kaçtıklarını anlamamıştım sanki.

Salonda Egemen ile yalnız kaldığımızda gözlerimi ondan kaçırıp başımı koltuğun arka kısmına yasladım. "Ne zaman anlatmak istersin?"

"Neyi?" diye mırıldandım. Gözlerim kapalı haldeydim. Yanıma oturduğunu hissetsem de gözlerimi açmadım.

"Üzerindeki gerginliğin sebebini, neyin canını sıktığını..." Kucağımda duran ellerimi tek elinin içine sığdırıp kavradı. Ellerim buz kesmiş olduğunu onun sıcak avuçlarıyla sarmalandığımda fark edebildim. "Bilmiyorum ki." diyebildim. Yalan değildi. Gerçekten bilmiyordum.

Birkaç gündür üzerimde gezinen negatifliğin sebebini ben de anlayamamıştım. İstemesem de etrafımdakilere yansıtıyordum.

"Gel bakalım." diyerek belime sardığı koluyla beni kendine doğru çekti. Yanağım omuzuna yaslandığında avucumu kalbinin üzerine bastırdım. "Doğru söylediğine emin misin, yoksa kendine bile anlatmaktan çekiniyor musun güzelim? Aklın neyle dolu bu kadar?"

"Bilsem ilk sana anlatırdım, kendimden de önce sana gelirdim. Ama yok, bilmiyorum. Sadece canım sıkkın."

"Ne yaparsak geçer bu sıkıntı?"

Burnumu havaya dikerek alttan alttan ona baktım. "Öp bi' tane."

Yüzünü tamamen kaplayan bir gülümsemeyle biraz duraksadıktan sonra dudaklarını önce alnıma sonra da burnuma bastırdı. En son çenemde hissettiğim dudakları geri çekildiğinde gözlerim kısılmış, mayışmış bir bebek gibi ona bakıyordum. "Oldu mu Ecem Hanım?"

"Yani..." dedim uzatarak. "Oldu gibi ama riske atmayalım bence." Ne demek istediğimi anında anlayarak dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Sert bir öpücüğün ardından ben bir şey yapamadan geri çekildi. "Bu da yetmediyse şu iki herifi evden atıyorum ya da biz kaçıyoruz. Nasıl plan? Lütfen yetmemiş olsun, tamam mı?"

Gülerek yüzümü boynuna bastırdım. "Başka zamana artık sevgilim, planı biz yaptık. Daha herkes gelmedi bile."

"Biz mi? Sen istemesen ben yılbaşına baş başa gireriz diye mekân bile bakmaya başlamıştım yavrum. Ama tuttun hepsini eve doldurdun."

Aldattın mı Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin