39. Bölüm • Arsal 19

16.8K 1.5K 1.3K
                                    

Merhabalaar. Umarım herkes iyidir, sınavlarınız güzel geçiyordur. Çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Bölüm ikiye ayrılmış gibi zaten anlarsınız yani... doğal olarak dksmdks Öpücüklerrrr...

Bölüm şarkısı: Supernova- Cat Cunning

"Kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, senin ile olmaya bağlayan
O, işte..."
Oruç Aruoba

Telefon ekranında yalnızca kendi yüzümü görürken aramanın cevaplanmasını beklemeye devam ettim. Yüzüm akşam bakımımı yaptığım için pürüzsüz ve ışıl ışıl görünüyordu. Neredeyse gözeneksiz... Yazın etkisiyle belirginleşen çillerim çığlık çığlığaydı ama bunu bir melodi olarak duyabilmenin yolunu bulalı uzun zaman oluyordu. Eylül gibi sönmeye başlayacaklardı ve mayıs ayına kadar onlar hakkında uzun süre düşünmeyecektim bile.

Annemin sonunda açabildiği görüntü arama sayesinde yüzü ekranda belirince telefonu uzaklaştırdım.

"Özgecim," Telefonu yüzüne yaklaştırdı. "Alıyor musun sesimi?"

"Hayır, bir de telefonu yut öyle deneyelim."

"Ukalalık yapma." Telefonu kendinden uzaklaştırdığında yüzünü tamamen görebiliyordum. Küt saçlarını havalandırdı, kesin ekranda kendisine bakıyordu. Sırıttım.

"Sana da merhaba."

"Evde misin?"

"Hayır, bugün serbest kıyafet günü," Üzerimdeki pembe tişörtü işaret ettim. "Hastanede kocaman bir pijama partisi veriyoruz."

"Üçüncü seferinde suratına kapatırım."

"Pardon," dedim, gülerken. "Sondu."

"Ne yapıyorsun, tek misin?"

"Evet, Serkan çalışıyor. Bugün biraz gecikebilirmiş. Sen ne yapıyorsun?"

"Bugün hiçbir şey yapmadım, misler gibi ayaklarımı uzatıp yattım."

"Ohh, ne güzel hayat. Tatil dediğin böyle olur, ben de evi toplayıp bu sıcakta ütü yaptım. Avrupalı olmak varmış."

"Gitmeseydin," Binbir havayla omuz silkti. "Şimdi orada gün aşırı nöbet tut da aklın başına gelsin."

"Anne n'olur," Yüzümü buruşturdum. Böyle dile getirince hayatımdan nefret ediyordum. "Bırak herkesin hayatı benimki kadar sıkıcı sanayım."

Annem oradaydı çünkü söylediğine göre Avrupa'da yaşam daha kaliteliydi ve çalıştığına değiyordu. Zaten düzen de kurmuştu, yıllardır orada yaşayan teyzem de varken tek kalmayacaktı. Tüm bu bahanelerin altında sebebin bambaşka olduğunu biliyordum. Onun da iyileşmeye ihtiyacı vardı. Dönerse aynı hayatın babamsız versiyonuna razı gelmek zorundaydı. Aynı yerde, aynı yüzlerle babamın yokluğunu her saniye daha fazla hissederek... Bazıları anıları severdi, onlara saygı duyuyordum ama yıllar boyu aynı kişiyle paylaştığın evde yalnız uyanmak insana aklını kaçırtacak kadar korkunç bir duyguydu. Annem hesap vermediği, başımıza gelen en kötü şeyin ona sürekliği hatırlatılmadığı bir hayatı tercih etmişti çünkü acısı, hissedebileceği her özlemden daha büyüktü.

"Bana ne?" Omuz silkti. "Sen seçtin, yaşa."

"Bunun üçüncüsünde de ben kapatacağım."

"Aman iyi. Sen taramalı tüfek gibi say ama iki laf edilmesin. Armağan nasıl?"

Benim Adım EbruliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin