Bilin bakalım kim döndü??? Bildirimden de anlayacağınız üzere, ben! Çok yoğun geçen haftalar sonunda özgürüm. Normal düzenimize dönebiliriz.
Bu bölümde Özge kendi görüşlerinden bahsedecek. Köpüklü hassasiyetleri girişteki portmantoya asmanızı ve sizin görüşünüze uymasa da onları farklı bir bakış açısı olarak görmenizi öneriyorum. Ben de birçok konuda Özge'den farklı düşünüyorum ama normali de bu, değil mi?
Ayrıca marka karalama falan olmasın diye bu hikayedeki kişi ve olayların gerçekle alakası olmadığını not düşmek istedim. Bu bölümde bir mekan ismi kullandım ama kötülemiyorum, tamam mı? Hikaye bu, hayal ürünü. Avukat turacak param yok :(
Yanlışlar varsa dönüp düzelteceğim. Hepinizi öpüyorum ve uzun aradan sonra gelen bölüme yorumlarınızı bekliyorum 🌸💛
Bölüm şarkısı: Oh Baby - LCD Soundsystem
"Ders boş!"
Can'ın bağırışını izleyen gürültüye suratımı buruşturdum. Tüm ders böyle ses çıkaracaklarsa kulaklıklarımı takmam gerekecekti. Bugün ikinci ders yine maç vardı ve kulaklarım hâlâ o gürültüyle tıka basa doluydu. Gürültü zehirlenmesi geçirmekten korkuyordum.
"Yiğit, kalk abi, bahçede top oynamak için izin alalım Alpay'dan."
"Sen tek git, sakala takar şimdi."
"Özgür, sen gelsene. Seni daha çok seviyor."
"Ben top oynamayacağım."
"Niye?"
"Zaten maçtan çıkmadık mı? Duş almakla uğraşamam bir daha."
"Off bunun bu tripleri öldürüyor beni. Yiğit sen gel, kapıda beklersin."
Can'ı ve Cüneyt'i peşlerine takarak sınıftan çıktılar. Şanslıysam Alpay dışarı çıkmalarına izin verirdi, ben de huzur içinde sınıfta otururdum.
"Bu koku ne ya?"
Özgür mırıldanınca kafamı test kitabından kaldırıp ona baktım ama bu bana yöneltilen bir soru değildi. Sınıfı tararken kendi kendine konuşmuştu.
Sorun şuydu ki Özgür'ün tavırlarına anlam veremiyordum. Benimle konuşuyor muydu yoksa benden nefret mi ediyordu? Küs müydük yoksa geçen günkü konu çoktan kapanmış mıydı?
"Oje." dedim konuşup konuşmayacağını kontrol etmek için. Bana baktı ama sonra tekrar sınıfa döndü ve gözleri bir noktada durdu.
"Asya, ne ojesi bu saatte?"
"Ders boş olunca süreyim dedim, bitiyor şimdi."
Önüne dönüp test kitabını açtı. İçindekiler sayfasından üstü çizilmemiş sırayı ararken kalemi yukarıdan aşağıya doğru gezdirdi, sayfa numarasını bulunca durdu ve ortalarda bir yer açtı. O sayfa da çözülüydü. Çözülü olmayanı bulmak için birkaç sayfa çevirip sonunda sorulara dokunulmayan sayfaya erişince durup ilk sorudan başladı.
"Bugün köşeye ben geçeyim mi?"
Kurduğu basit denklemi birkaç saniye içerisinde çözüp doğru şıkkı işaretledikten sonra konuştu.
"Hayır."
"Lütfen?"
Bana bakıp kafasını yana eğerken yalandan gülümsedi.
"Hayır."
İyi, sen bilirsin.
Yerimden kalkıp az önce Özgür'ün konuştuğu kızın sırasını gittim. Ojesini kapatmış, parmaklarına üflüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Adım Ebruli
General FictionÜzüldüğünde gökkuşağından bir renk çalan kızın hikayesi.