Merhaba! Gece bölümünden herkese sevgiler. Bu sefer uzunluktan şikayet edeceğinizi sanmıyorum ama geç saat için üzgünüm. Kimse uykusuz kalmasın demiştim, umarım dediğimi dinlemişsinizdir. Bazen ödevim kaldı diyen bile oluyor, lütfen böyle şeyler yapmayın :( Hatalar varsa özür dilerim, dönüp bakacağım. Herkesi kocaman öpüyorum. <3
Bölüm şarkısı: She Loves Him Still- Stevie Nicks. Bu şarkıyı kullanmak için bekliyordum. Her anlamda çok uygun geliyor hikaye için.
"Hiçbir yakınlık hiçbir hayale
Su taşımaz
Buğday olmaz
Un vermez..."
Şükrü Erbaş"Araban hakkında söylediklerinde ciddi miydin?" Telefonuna girdiğim adrese ulaşmak için haritayı büyük bir ciddiyetle takip ediyordu. Direksiyonu sola doğru çevirirken kafasını hafifçe öne eğip o yöne bakmasının niye hoşuma gittiğini anlamaya çalıştım. Ehliyeti olan ya da izinsiz olsa da araba kullanmayı bilen herkesin yaptığı, defalarca gördüğüm hareket neden Özgür yapınca gözümde büyüyordu. Belki de doğru soru şuydu; herkesin yapabileceği basitçe şeyler Özgür yapınca neden daha güzeldi?
"Hangisinde?"
"Arabam hakkında öyle konuşma." Bir erkek ses tonu yakalamak için kalınlaştırdığım ses tonum benim bile kulaklarımı tırmaladı.
"Ben öyle bir şey demedim ama demek istediğini anladım," Birkaç saniye de olsa bana baktı. "Hayır. İstediğini söyleyebilirsin."
"Peki, herkes mi istediğini söyleyebilir yoksa sadece ben mi?" Güldü ama söylediklerimi onaylamadığı belli. Tabii, sınır çiziyorduk. O meşhur sınır... Tanışırsak bir imzasını alacaktım.
"Biz yarım saat önce ne konuştuk seninle?"
Öpüp durduğun için pek odaklanamadım, kusura bakma.
"Yalnızken rol yapmamıza gerek yok. Cevap ver hadi."
"İnanılmazsın," Işıkta durdu. "Herkes istediğini söyleyebilir tabii, şaka yapıyordum ama eğer ciddi olsaydım bile muhtemelen istediğini söylemen için izin verirdim," Çocuk gibi sahte bir duygusallıkla dudak büktüm. "Sen yine de bu soruları alışkanlık haline getirme."
"Ne yani, baş başayken de mi geçerli kuralların?"
"Asıl baş başayken geçerli."
"Bilmiyorum Özgür. Başkalarının yanında beni öpsen bu biraz abartılı olurdu."
"Ne demek istediğimi anladın."
"Anladım. Diğerleriyle olduğu gibi olmamı istiyorsun, arkadaşmış gibi..."
"Arkadaşız zaten." dedi, kafasını sallarken.
"İş hayatımdan, hastanede yaşadıklarımdan konuşabiliriz. Aylık istifa etmek konulu ağlama krizlerimde yanımda olabilirsin," Arabayı hareket ettirirken bana lafımı garipseyen bir bakış attı. "Ve tabii aşk hayatımdan bahsedebiliriz."
"İstiyorsan."
"İstiyorsam mı?"
"Benimle bir şey paylaşmak istersen sana hayır demem."
"O zaman Turuncu Balık'ı da oku."
"Okumak istemiyorum. Senin eylemin seni, benimki beni bağlar."
"Niye istemiyorsun?"
"Çünkü senden esinlenilen, bir de o önsüzün yazdığı bir kitabı okuyamam."
"Yalancı, hani okumamıştın? O zaman önsözü nereden biliyorsun?" Suratında paniğin bir damlası bile yoktu. Gayet sakindi, yakalanmış gibi davranmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Adım Ebruli
General FictionÜzüldüğünde gökkuşağından bir renk çalan kızın hikayesi.