28. Bölüm • Şanssız Bir Gün

13.4K 1.3K 700
                                    

Merhabalar! Look at us, haftada bir bölüm atıyorum. Kimin aklına gelirdi? Haftaya ilk kısmı bitiriyoruz ve benim nazlı beynim izin verirse tam gaz devam. Neden bölüyorsun diyen olursa, bir yıl önce bu kararı verdim çünkü hikaye bunu istedi. Bana kalsa son bölümleri yayınlıyordum ama işte 🤷🏽‍♀️ Aklınızda bununla ilgili spoilera girmeyen sorular varsa sorabilirsiniz, cevaplamaya çalışırım.

Bir de Eksik'i okuyup Bae okuyan varsa söyleyeyim, ilk kısım bittiğinde Eksik'i hızlı hızlı yayınlayıp final vereceğim. Çok mesaj alıyorum ve ayrı ayrı yerlerden cevaplamak yerine topluca böyle cevap vereyim istedim.

Hepinize öpücükler. 💋

28.

"Tamam," dedi, Özgür yavaşça. Söylediklerini fazlasıyla tartıyor gibi görünüyordu. "Tamam."

"Bir şey demeyecek misin?"

Serkan'ın titreyen sesine karşılık kafasını iki yana salladı. Şaşırmış görünmüyordu ama yeni öğrendiği kelimeleri seçmek için titizlenmesinden belliydi. Sanırım bu bilgiyi sindirme süreci yaşıyor, Serkan'ı rahatsız etmeden kafasında bir şeyleri oturtmaya çalışıyordu.

"Bu konuda çok cahil değilim ama aşırı bilgili de değilim, bir cahillik yaparsam vur kafama. Tamam mı?"

Galiba Serkan daha büyük tepkiler bekliyordu ama Özgür nefes alır gibi rahat konuşuyordu. Sen tonunda oynama bile yoktu. Belki de yanılıyordum, biliyordu ama bunca zaman anlamazdan gelmişti. O ben gibi değildi, becerebilirdi.

"Eğer kendini rahatsız hissedersen anlarım. Yani soyunma odasında, odada..." Yüzümü buruşturdum. Serkan'ın buna ihtimal vermesi, başkalarının böyle düşünebiliyor olması kanımı donduruyordu. Bir insan neden kendini bu kadar umursardı ki?

"Yok artık," Özgür kıkırdadı. "Bana mı kaldın oğlum? Hem zaten Özge'den korkundan bakamazsın."

"Doğru," Kafamı sallayıp gülümsedim. Sol elimin baş ve işaret parmağıyla gözlerini işaret ettim. "Oyarım."

"Sormayacak mısın ne zamandan beri biliyorum, başka kim biliyor? Özgür niye bu kadar normal davranıyorsun, çıldırtma beni!" İki kolunu da tepkiyle sallamaya çalışırken acıyla inledi. Panikten kolundaki acıyı unutmuştu, bu da acısının aşırı seviyede olmadığını gösterirdi. Sevinmeliydi.

"Yavaş. Otur şuraya,"

Özgür ve Serkan yan yana oturdu ama ben ayakta kalıp her ne kadar kızgın olsam da yüzünü görmeyi çok sevdiğim sevgilimin tepkilerini izlemeyi seçtim. Kaç yıllık arkadaşıyla ilgili çok önemli bir bilgi öğrenmişti ama o kadar sakindi ki, Serkan'ın tepkisini anlayabiliyordum. Bir şeyler bekliyordu, korkuyordu, stresliydi. Belki de sevildiğini duymaya ihtiyaç duyuyordu. Özgür eğer çoktan bilmiyorsa, rol yapmıyorsa ya da yalan söylemiyordu gidip Arsalları bizzat tebrik edecektim. İnsanlara karşı bu kadar kabullenici davranan bir çocuk yetiştirmek çok kolay değildi. Benimkiler yapamamıştı mesela.

Kütüphanede bana söylediklerine, ben olsam seninle dalga geçilmesine izin vermezdim deyişine bu zamana kadar inanmadığımdan değil elbette ama gözlerimle görmek farklıydı. Gerçekten benimle dalga geçilmesine izin vermezdi. Ben ona kötü davranıyordum ama yapabilse o an beni savunurdu.

Bazen buraya gelirken içine düşmekten son anda kurtulduğumuz çukurları unutuyordum.

"Özür dilerim eğer bu zamana kadar seni bana açılmanı sağlayacak kadar rahat hissettiremediğim için. Senin ne sevip nelerden hoşlandığın sana olan bakış açımı değiştirmez."

Benim Adım EbruliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin