İyi geceler. Ellerim ayrı, gözlerim ayrı ağrıyor. Bırakıyorum bölümü olduğu gibi. Anlatım bozukluklarıma bir gece, hatalarıma bir nilüfer, tembelliğime bir kalp verin lütfen, elimden ancak bu kadarı geldi. Yarın gelir, siler süpürürüm burayı. Açıklamaları da yaparım. Çok çok öptüm, umarım beğenirsiniz. <3
Bölüm şarkısı: Valentine - 5 Seconds of Summer
Bir, iki, üç, dört... Özgür'le öpüşeli dört saati geçmişti. Bir mucize olmasını beklediğimden değil ama en azından konuşuruz diye düşünmüştüm. Ya da bakışırız... Bana dokundamalar yapıp beni rahatsız etmeye çalışır... İroni yapmaktan çürümek üzere olan ağzını bıçak açmamıştı. En son çaresizce içimden yirmi kez bana bak, demiştim ama daha önce test ettiğim gibi içimden konuşunca beni kimse duymuyordu. Özgür bile...
Neyse ki hâlâ yanımda oturuyordu. Bu kez sağımda çünkü Can yanımıza gelmiş, dersin serbest kaldığımız on beş dakikasının bahis kuponu yapmak için uygun bir an olduğunu düşünmüştü. Değildi. Şu an Özgür'le bakışıyor olabilirdim ama kolumun üzerine yatıp defterime anlamsız figürler çizmekle yetinmek zorundaydım.
"Cavs son dokuz deplasmanda yenildi. Kevin Love da sakat. Kings her türlü alır."
Özgür'ün söylediklerini derslerde asla görmediğim dikkatle not alan Can'a gözlerimi devirdim ve defterime döndüm. Rastgele iki paralel çizgi ve onlara dik iki çizgi daha çizdim.
"Lakers ve Warriors maçına ne diyorsun?"
"Çok net Warriors."
"Ama maç Lakers'ın evinde."
"Yani?" Özgür, Can'a etkilenmemiş bir bakış attı. "Son altı deplasmanda dört galibiyetleri var."
Ve sen de bunları aklında tuttun...
Bazen Özgür'ün 17 -yakında 18- yaşında bir erkek olduğunu unutuyordum. O da binlerce farklı spor dalının milyonlarca farklı ligini takip ediyordu, şişe patlatıyordu ve muhtemelen porno izliyordu.
Aynı zamanda şiir okuyordu, çiçek bakıyordu ve bana iyi geceler mesajı atıyordu.
Ben hayallere dalmışken defterime az önce rastgele çizdiğim dokuz kareden sağ alttakinin içine çarpı çizdi.
"Sixers-Bucks maçı ne olur?"
Yüzüne baktım ama gözleri Can'ın sıraya koyduğu telefondaydı.
"Bu maç üst olabilir." dedi, saçlarının tepesini karıştırıp. Sonra önümdeki deftere baktı. Sol elinde döndürdüğü kalemle K ve A yazıp altlarını çizdi.
"Sonuç söyleyemez misin?"
Çizdiği çarpının üzerindeki kareye O yazdım.
"Zor maç ama ben Bucks'a verirdim."
Bu kez tam ortadaki kareye X yazdı.
"Sana güveniyorum paşam."
"Oranlar az zaten, güvenmesen ne olur?"
Kazanmasını engellemek için sol üst köşeye O yazdım.
"Önemli olan oranlar değil, benim kaç basacağım. İki yüz var kasamda, hepsiyle oynayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Adım Ebruli
General FictionÜzüldüğünde gökkuşağından bir renk çalan kızın hikayesi.