23. Bölüm • Çakıl Taşları

17.4K 1.6K 848
                                    

Selamlar! Diğer bölüm cuma günü gelecek, sorulmadan söyleyeyim. Sevgiler, öpücükler. Bölümü düzeltmeye şu an vaktim yok ama sonra dönüp düzeltmeyi umuyorum... Öyle işte. Bir de yeni gelen okurlara hoş geldin demekle birlikte rica ediyorum Özge'nin inançsızlığını rahat bırakın çünkü hiçbir şey değişmeyecek. Bu okuduğunuz kişi de inanmasın, ne olacak?

Bölüm şarkısı: Bea Miller - Like That

23.


"Bana güzel bir detay söyler misin?"

Ö'nün alev rengi yaprakları güneşin altında yine pırıl pırıldı. Bu kez toprakta, güzel arkadaşlarının arasında çalım satarken onu oradan sökmemek için zor duruyordum. Onun bir evi vardı zaten, ben vardım. İyi anlaşıyorduk. Benziyorduk bu yüzden birbirinizi yargılamıyorduk. Şimdi o kalabalıklaşmıştı, bense odamda tek kalmıştım.

"Seninle ilgili mi?"

"Hayır. Ufacık ama bilsem beni mutlu edecek bir şey öğrenmek istiyorum senden."

Elleri, sesi, kirpikleri ve hatta sinir hücreleri bile olmayan bir şeyden ayrılmanın beni bu kadar üzmesi hiç adil değildi. Gülünçtü, çocukçaydı hatta belki cahilceydi. Özgür Ö'yü vermemekle ilgili planımı elinin tersiyle itmişti. Ona göre bu gerekliydi. Onu ekecektik ama büyüyen ben olacaktım. Bir şeyleri kendine saklama fikrini yanlış buluyordu. Yine de yerde, Ö'nün tam karşısında oturmama yorum yapmamıştı. Beni görünce bir şey demeden yanıma çökmüş, kolunu omzuma değdirerek varlığını hissettirmiş ve susmuştu. İçinden söylenmiyordu, bunu da biliyordum. Çok berraktı, altını görüyordum. Gerçi pürüzsüzlüğünün yanıltıcı anları olmuyor değildi.

Ama şu an o anlardan birinde değildik.

"Bir yerde okumuştum, emin değilim. Duymuşsundur belki," Yüzüne baktım. "Aslında Tom ve Jerry arkadaşmış ama Tom, eve başka bir kedi alınmasın diye, Jerry'i riske atmamak için onu kovalıyormuş. Aslında her şey Tom'un sahibine oynadıkları bir oyunmuş."

Bunun doğru olmadığını biliyordum. O çizgi filmin çirkin bir sonu vardı. Thomas ve Jerry birbirine şiddet uygulamaktan çekinmeyen iki zorunlu ev arkadaşıydı. Hiç acımaları yoktu. Eğer Özgür'ün dediği gibi olsaydı çizgi filmin tüm mantığı temelden çöküyordu. Yine de bu gün, şu saatten itibaren artık söylediğini doğru sayacaktım.

"Teşekkürler."

"Tamam, asma suratını. Bak baban da geliyor." Gülümsedim.

Bu karmaşanın ortasında değil de gerçekten keyifli bir günde babamı Özgür'le yan yana görmek daha hoşuma giderdi. Özgür ben hariç önüne çıkanı yıkacak kadar sinirliydi. Ergenliğinin herkesten nefret ediyorum evresini yaşıyor desem yalan olmazdı. Boş vermişliği, sessiz hüznü yerini asabiyete bırakmıştı. Bu hafta üç kez Yiğit'i tutup fırlatacağı gelmişti ama arada Koç vardı, Sezen Hoca vardı, umarım ben vardım. Bir de annesi ve babası vardı tabii. Korkmuyordu ama onları üzmekten ve küçük düşürmekten çekiniyordu.

"Seni sevmezse diye korkmuyor musun?"

"Pek değil. Sevmemesi için bir sebep var mı?" Hiç düşünmeden yanıtladım.

"Yok."

Babam karpuzun çekirdeklerinden bile şikayet etmeyen bir adamdı. Nazikti, yapıcıydı, kusur gördüğünde boynunun kırılması pahasına kafasını zıt yöne çeviren biriydi ama beni annem ürkütüyordu. Sevgilim olduğunu bile söylememiştim. Geldiklerinde bakın bu sarışın, yakışıklı çocuk benimki diyecektim. Borazan öttürecek halim yoktu. Sonra annem inceleyecekti, basketbolda oynadığı mevkiyi bile öğrenecek ve hafızasındaki en iddialı örnekle karşılaştırıp Özgür'ü puanlayacaktı.

Benim Adım EbruliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin