Öfkesine, hırsına, geçmişine kapılmış bir adam, "BARLAS KARAHAN "
Geçmişinden habersiz, hırslı yeşil gözlere düşmüş genç bir kız, "HÜMEYRA ATABEY"
Ilık bir esinti, intikamla yanan kalbe sarıldı.
...
Bakışları altında bedenime değen elleri, benliğim...
1000 + YorumYorumlarda bir düşüklük var. Bol satır arası yorum. Please! 💜)
Not : Bilgisayarım halen bozuk. Yazım yanlışı olursa kusur görmeyin 😍
Severek ve keyifle okumanız dileğiyle (: Yıldızları parlatmayı, bölüm arası bol bol yorum yapmayı unutmayın.
28.Ekim.2021
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir hıçkırık, boğazıma sindi. Geçer sandım geçmedi, diner sandım dinmedi. Acı, bir ezgi misali sol yanıma düştü. Yaktığım ağıtlara ne yazık ki kendim dahi sessiz kalmıştım.
Kör olmayı seçen bendim.
Susturulmayı seçen bendim.
Susan bendim.
Karanlık müsibet gibi üzerime düştüğünde dökülmüştü, gözyaşlarım. Sessizliğe çekilerek kolları arasında gözlerim kapandı. Uykusuzlukla boynuma sarılan kollarına, sarıldım. Bir damla derdime, düştü, kalbime düştü, hayallerime düştü, yarınlarıma düştü.
Sıçrayarak gözlerimi açtığım da karanlık odaya düşen sokak lambası yüzüme sarmıştı. Silik düşüncelerim, nerede olduğumu sorgusuna düştüğü vakitte, Barlas'ı gördüm. Bedenlerimiz yüz yüze gelmişti. Üzerimizde rengi solmuş battaniye örtüktü. Sol kolu başının altında derin nefes alışverişleri ile uyuşunu izledim. İfadesiz bakışları uyurken dahi şaşmamıştı. Dümdüz, sanki bomboş, duygusuz olduğunu kabullenmiş gibiydi.
Çektiğim derince nefesin ardında yataktan kalktım. Soğuk parke yüzeyi çorapların içine sızmıştı. Ne kadar sessiz olmaya çalışsam da eski parke attığım adıma dair çıkan gıcırtı sesi evin içine dağıtmıştı. Sağ omzumun ardından Barlas'ı kontrol ederek lavaboya girdim. Rutubetten kenarları pas tutmuş aynaya, düşen yansımamla yüz yüze geldiğimde hiç iç açıcı bir tablo görmemiştim. Şalım ve bonem geriye gitmiş, saçlarım çıkmıştı. Yamulmuş topuzum, bozuk şalım bir yana yüzümde pek hoş durumda değildi. Ağlamaktan şişmiş göz kapaklarım, gözaltılarını sığınmış halkaları, çekmekten ve silmekten kızarmış burun çevremde kabuk bağlamıştı. Berbat gözüktüğüm ortadaydı. Aynadan gözlerimi çekerek yüzüme sert sert su çaldım. Bozuk şalımı çıkarıp, köşeye bıraktım. Dağılmış saçımı toplayıp bağladıktan sonra abdest aldım.
Bone takmadan şalımı başıma örtmüştüm. Yüzüm çökmüş olsa da az önceki halimden daha iyi olduğumu kendime inandırarak banyodan çıktım. Barlas'ı uyandırmamak için oturma odasına geçmiştim. Pencereye yarım vaziyette seccadeyi serdim.
