Hiss-i İntikam / 0.18👑
06 / Mart / 2020
Güdaz : Mahveden, yakan, eriten
Üzerimde kalın palto, rüzgarın yakıcı soğukluğundan korurken aslında ruhum tir tir titriyordu. Gözlerim esintiyle nemlendi. Ağlamanın eşiğinde kuruyan damağıma dilimi yaslayarak ihtiyari boşlukta yutkundum. Kaç gün olmuştu. Kapının önünde beklemesinin ardından koca 2 gün geçmişti. Okulda görürüm endişesi okula gidişimi pısırıklaştırdı. Görmeye mecalim yoktu. Görmekten korktuğum birçok nedenimin olması gibi. Yüreğimde çırpınış aslında kaçtığım 2 günün ardında okuma isteğimi cesaretimi yitirmemek için atmış sonunda okul yolunu tutmuştum.
Günlerden çarşamba üzerimde biriken küçük heyecanın goncasını kapılan endişeyle attığım adımla okuldan içeri süzüldüm. Bilmeden attığım adım aslında her şeyi değiştiren de olmuştu.
Kalabalık kampüs ilk geldiğim günden bugüne, ne eksik ne de fazlaydı. Uzun süre sonra gelişimin beraberinde iç sesimi ayaklandırması ürkekliği, herkesin bana baktığı o saçma düşüncesine çekildim. Omzuma astığım siyah kol çantasının kulpuna sıkıca tutunduğum da asfalt zeminden gözlerimi ayırmadan adımlarımı atmıştım. Soğuk havanın gelişi çimlerin gidişine, taş zemindeki bütün insan pisliğini de ortaya çıkarmıştı. Detaylara girmeden attığım birkaç adım sonrasında adımı seslenen ince sesin tanışlığıyla atacağım adım havada duraksadı. Kafamı güçle kaldırıp tam karşım da gülümseyerek gelen Esilaya gördüm.
"Sonunda duydun" hızla attığım birkaç adım sonrasında karşımda durdu. Nefesi hızlı yürümenin titreyişinde soğuk bir buharla havaya dağılmıştı. Şaşkın ve durgun baktım. Gülümseyişini sürdüren kahve gözlü kızın tavrına karşı, donuktum. "Nasılsın?" Ortadan ayırdığı siyah saçını sağ kulağının ardına sıkıştırdığında üzerindeki dizinin birkaç santim üstünde biten eteğine düzeltmek için kısa bir bakış atıp, bellini düzeltti.
"İyiyim, sen"?
"Bende iyiyim. Okulda birkaç gündür göremedim seni. Duruya sorduğumda birkaç günlüğüne evine gittiğini söyledi."
Derince soluduğum nefes, gözlerimi kaçırmam için kısa süreli yardımcı oldu. "Evet, artık kendi evimde kalacağım " bir anda savruk cümlelerimi sitemle dillendirdim. Esilaya bunu söylemekte ki maksadımı dahi bilemiyordum.
"Öyle mi, ne güzel" beyaz dişlerini göz önüne sürerek dudaklarına sürdüğü bej rengi rujuyla sırıtarak, kolumu sıvazladı. Alay, nispet, öfke, fesatlık kesinlikle yoktu. Samimi oluşu, sevecenliğine dayanamıyordum. Karşımda kötü biri olsun, kızmam için sebep olsun istiyorum. Tam tersi bir şekilde fazla iyi fazla sıcak kanlı. Yinede ona karşı anti duygular bir şekilde filizleniyordu.
"Bir gün çayını içmeye gelirim" düşüncelerimin sapağında çekip alan sözlerle kaşlarım havalandı. "İnşallah" dilimde büyüyen sözleri yutkundum. "Benim derse gitmem gerekiyor" alelacele sarf ettiğim sözlerin ardında Esilanın konuşmasına fırsat vermeden "Kendine iyi bak" diyerek adımlarımı attım. Ardımdan "Görüşürüz" demişti. Lakin, ardımı dönüp de görüşürüz diyemedim. Neyin öfkesiydi, bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSS-İ İNTİKAM
ActionÖfkesine, hırsına, geçmişine kapılmış bir adam, "BARLAS KARAHAN " Geçmişinden habersiz, hırslı yeşil gözlere düşmüş genç bir kız, "HÜMEYRA ATABEY" Ilık bir esinti, intikamla yanan kalbe sarıldı. ... Bakışları altında bedenime değen elleri, benliğim...