47."Vuzuh"

5.6K 409 823
                                    

Hiss-i İntikam /0.47👑

Vuzuh : Açıklık , aydınlık...

500+ vote Please! 💜)

Bence ilk sahneden 2bin yorumu geçersiniz diye düşünüyorum. Umarımda öyle olur... Severek ve keyifle okumanız dileğiyle (: Yıldızları parlatmayı, bölüm arası bol bol yorum yapmayı unutmayın.

 Severek ve keyifle okumanız dileğiyle (: Yıldızları parlatmayı, bölüm arası bol bol yorum yapmayı unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


12.06.2022

Zaman hiç ummadıklarıyla sınardı insanı. Günü geldiğinde rüzgârda tersine dönerdi. Kısmet kaderine sarılırken sabır sükûneti aşındırıyordu. Vakitte kavak rüzgârı misaliydi. Kimine umut getirirken kiminin, umudunu sarsıyordu.

Mezarlığın kapısını örterken içimde buruk bir acı vardı. Zamanın iyileştiremediği tek şey özlemdi. Yaşanmamışlığın özlemi ise zamanda dağılmıyor aksine daha da kuvvetli bir hal alıyordu. En tehlikeli olanda annem yanımda olsaydı belki de hiçbirini yaşamazdım varsayımıydı.

Kader belki de bunları yaşamam hazırlanmıştı.

Kalbim her şeye rağmen acıyordu. İçime dolan sızıyla bakışlarım Barlas'a düştü. Ilık bir esinti bedenime sarıldı. Şalım omuzlarımdan uçuşurken gecenin karanlığında siyaha sarmalanan gözlerine baktım.

Her şeye rağmen umut, bizim içinde vardı.

Yanımdaydı benimleydi. O bana adım attıkça sanki, her şeyin daha da kötüye gideceği düşüncesi amansız bir hastalık misali ansızın düşüncelerimin arasına ilişiyordu. Güzel günlerin bizim için imkansızlığını da aslında bu yüzden hissediyordum.

"Teşekkür ederim" diye fısıldadığımda yeşil gözleri kırpmadan kaşlarını hafifçe kaldırdı. Neden diye sormamıştı, bende niçin teşekkür ettiğimi söylemedim. Aracın etrafından dolanarak kapısını açtığında hareket etmeden öylece ona baktım.

Sanki vuslat bize yakındı...

Buruk bir tebessümle içimdeki kara bulutları dağıttım. "Eve gitmeyelim" Açtığı kapının üzerine elini yerleştirdiğin de "Gecekonduya gidelim" dedim. Yeşil gözleri kısıldı. Bir şey söyleyecek gibi olmuştu lakin sonrasında bundan vazgeçmiş olmalıydı.

"Gidelim" diyerek araca bindiğinde gülümsemem büyüdü. Barlas deneyelim derken aslında cidden deniyordu. Kendini zorluyor sınırları dışına çıkıyordu. Her şeye rağmen yanımda olmasının verdiği şükürle tebessümle kıvrılan dudaklarım teşekkürün de iziydi.

Ben dün annemi unutmuşken Barlas unutmamıştı. İçimde ona karşı tükenmeyen teşekkür de bu yüzden. Düne, bugüne ve yarınlarına...

Akşam karanlığı çemberinde gökyüzünü süsleyen yıldızları altında yanan ateşi seyrettim. Bedenime kollarımı sardığımda Barlas üzerindeki deri montunu çıkarıp omuzlarıma bırakmıştı. Oysa üşümemiştim. Kollarımı bedenimin etrafında sarmak kendimi daha iyi hissettiriyordu. İçgüdüsel bir alışkanlık olmalıydı.

HİSS-İ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin