5. "Telehhüf"

7.6K 501 106
                                    

Hiss-i İntikam / 0

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiss-i İntikam / 0.05 👑

Telehhüf : Mahzun olmak. Hasret ve kederle yanıp yıkılmak. Üzülme, acı çekmek

15. Eylül. 2019

"Biz evlendik mi? " şaşkınlıkla dökülen sözler beynimde büyük bir çarpma etkisi yaratmıştı.

"Evlenmek " diye gülümsedi. Alaylı bir gülümsemeydi. Hatta benimle dalga geçmiş olduğu da ortadaydı. Egemende buna eşlik ettiğinde birkaç defa gözlerimi kırptım benimle dalga mı geçiyordular sorusunu çoktan aşmıştım.

"Soy ismim" diye elimde ki küçük kartı gösterdim. Ardında ki koltuğa yaslanırken bakışları boşluktaydı. "E,?" Diye cevap vermişti. Benimle kesinlikle oyun oynuyordu. Neden bir başkasının soy ismini almıştım.

Egemen ise abartılı bir şekilde "Evlenmek" ağız dolusu kahkaha attı. "Hem de Barlas evlenecek" diyerek göz kenarlarına parmaklarıyla dokunduğunda gerçekten de gözünden yaş getirecek kadar gülmesine anlam vermedim.

"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz ya da yanlışlıkla falan soy ismimi karıştırdınız" çıkışmama karşı bıkkınca soludu.

"Soy ismini karıştırmayacağımızı sende biliyor olmalısın"

"Hayır bilmiyorum. Seni tanımıyorum bile" Sertçe konuştum. Dikleşen omzum aramızda mesafe dahi olsa bile sağımda ve solumda oturan 2 adamın olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Bu yüzden fazlaca gergindim.

"Beni tanımaya oldukça meraklısın" dedi. Sesinde ki imalı kinaye kesinlikle insanı çileden çıkarırdı.

"Soy ismimi kendi soy ismini vermen ne o zaman ?" dediğimde kaşları hafifçe kalkındı, Ardından az önce gibi dizlerini kendine çekerek ellerini dizleri üzerinde birleştirdi. Hafifçe öne eğildi. Bakışları tam gözlerimin içinde iken tavrı yine aynıydı. Öfke.

"Sende evlendiğimizi düşündün. "

Anlık bir gafletle gözlerine baktım. Yüzünde alay, gözlerine vurmuştu. Yüzüm karardığında gülümsedi. Nedensizce gülümsemesi hiç bir şekilde güzel gelmemiş aksine asabımı bozmak için yeterli olmuştu. Çok fazla sahte, fazla yapaydı. Keyif almadığı ise aşikardı. Yüzünde gerçek olan ifade öfke ve kindi. Sertlik ise artık yüzünde mesken kurmuş gibiydi. Kalıplaşmış gibi bir yas vardı. Kaşları çatık olmasa da sanki kaşları çatık bakıyormuş gibi geliyordu.

"Hayalperest ya da safsın" eliyle yüzünü sıvazladı. "Babanın kulağına gitmesi için yem attım ortaya. Çevrem seni ahbabımız olarak bilecek ve sende buna ses etmeyeceksin. Sana yaşam şartı veriyor oluşum sadece, benim emir ve isteklerim doğrultusunda"

"Tasmasız köle" dedim. Gülümsedi. İlk defa hoşuna gitmiş bir şey gibi kıvrıldı sağ dudağı, yine de gerçekliği tartışmalıydı.

"Kendinde sevdiysen sen bilirsin. Bana kalsa karanlıkta baş başa bırakırdım" çenesi kasıldı daha sonrasında kendince bir şeyler söylemişti. Lakin hiç birini duymadığı gibi homurtuyla kulaklarımda yankılandı. "Ne yaptığınla ilgilenmiyorum, şu kapıdan çıkmadığın, söylediklerimi tekrar ettirmediğiniz sürece, özgürsün" dedi. Koltuktan kalktı.

HİSS-İ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin