21. "Dehr"

7.4K 533 828
                                    

Hiss-i İntikam / 0

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiss-i İntikam / 0.21 👑

19. Nisan. 2020 💜 ( Bol, satır arası yorum ve vote)

...
Yorgunum, çaresiz, sanki hiç bir şey mutlu etmeyecek hissiyle dönüp duruyorum. Bazı şeyler değişmiyordu. Geriye saran döngünün tekrarı gibiydik. Kalbimde bir sızı, öyle acı veriyor ki tarif etmeye kelime bulamaz hale gelmiştim. Bulunduğum yere sığamıyor, ruhum daralıyor. Gözlerimi kapattıkça gördüğüm siluet ağır geliyordu. Şu günlerde düşündüğüm baba neydi sorusuydu?

Baba neydi?

Koşulsuz, sırtına yaslanmak, korkma kızım ben arkandayım demenin sözsüz hissettirici değil miydi? Baba, kol kanat olmak değil mi? Sıcak bir gülümse, bütün buzları eritecek olan gönül almaya da yetecek samimiyet. Çok bir şey beklemiyordum. Babam sandığım adamdan gördüğüm iyiliğin belki de %1 bir dakika da olsa hissetmek, hissedilmek. İnsanlar tarafından yalnız hissediyorum. Yetim, öksüz... Bir yanım eksik gibi hissediyorum. Tam iki göğsümün ortasında bir şey var, baba dedikçe acıyan bir yıkım.

İçimdeki yersiz sızı ile dönüp durdum. Kıvrıldığım büyük yatak küçük geldi. Büyük odanın içerisine sığmadım. Nefesim daraldı. Saatler öncesinde yağmurun altı da ıslanmamış gibi kendini pencerenin yanına koşarak atmış, derin derin açtığım pencereden kafamı uzatıp soludum. Gözlerimi kapattıkça hissettiğim ateş bedenime sarılı, çığlıkların kulaklarımda yankısını işitiyordum. Hiç susmayacak gibi bağrışlar ateşin sıcaklığıyla yükseliyordu. Sebebini bilmediğim rüyaların artık dayamadığım anında idim. Büyük olmasına rağmen odaya sığmadım. Açık pencereden içerisine sızan rüzgarın bile iyi geldiği söylenemezdi. Kendimi bir çırpıda odadan dışarı attım. Holün sonunda yanan cılız ışık ruhsuz öyle dalyana kayıptı ki baktıkça nefesim kesiliyordu. İçimde gittikçe büyüyen sıkıntının boşluğunda kendimi balkona atmıştım. Derin solumanın ardında duvara sırtımı yaslayarak bir köşeye usulca oturdum. Dizlerimi kendime çekmiş, yıldızların en donuk olduğu görüntüsüne, gökyüzüne başımı kaldırdım.

Yalnızlık kelime olarak bile hüzün getiriyordu. İnsan yalnız olmayı, kafasını dinlemeyi sevdiğini söylerdi. Oysaki yalnızlık insanı daha fazla yorardı. Yalnız olmak acı bir duygunun başlangıcıydı. Terk edilmiş boşluk, kimsesizlik hissinin vücuduna ilmek ilmek karıştığı yılandı. İnsan değişken varlıktı. Bazen hiç sevmediğin birinin yanında olmasına ihtiyaç çekecek kadar dengesiz. Sevmesen bile birinin yanında olması kalbini rahatlatıyordu. Yalnızlık illet bir hastalıktı.

Hayat garipti, insanlar, herkes tuhaftı. Belki de ben en garip olanım. Evleneceğimizi söylemiştim. Beni umursamadığını düşündüğüm bir adamla evlenecektim. Üstüne gerçek bir evlilik olmadığını söylemişti. Düşündükçe içim daraldı, başım duvara yasladığımda kendime çekildim. Bugün hava çok mu soğuktu yoksa yalnızlık mı kemiklerimi üşüten?

Gözlerim nemli nemli karanlık gökyüzüne başımı çevirdim. "Rabbim" dediğimde bir damla süzüldü. "Bir sınav" diye telkin ettim, kendimi. Bir sınavdı. İçim daraldıkça inşirah suresine sarıldım. Defalarca estağfurullah çektim." Kader," dedim sustum. Biliyordum ki hiç bir şey sebepsiz gerçekleşmezdi. Bir sebep vardı. Yenilgiye düşüren, sıkıntının çemberinden geçmemin bir sebebi vardı. Sabır. Sabır, insanı büyütür. Büyümek olgunlaştırır.

HİSS-İ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin