Hiss-i İntikam / 0.08 👑
Hakikat : Bir şeyin aslı ve esâsı. Mahiyeti. Gerçek. Doğru.
27. Ekim. 2019
Yüreğim sızlıyordu. Son zamanlarda ne çok şey binmişti. "Ben kimdim?" diye kendimi sorgulayarak bulmak, acınası. İçimde biriken karmaşa, sarmaşık gibi kapladı. Gözlerim sızladı. Ağlamamak için dudaklarımı dişledim. Yüzleşmem gerektiğini söylemişti. Niçin yüzleşmem gerekti ki? Hırsla çektiğim nefes boğazımı tırmaladı. Her neyi ima ediyorsa yüzleşerek kurtulacaktım. Ardımı döndüm karşımdaki eve cesurca ilk adım attım ya da öyle olduğumu düşündüm. Kapıya ulaşmadan önce çıktığım ilk basamakla tahta kapıyı vurdum. Yüreğim bu denli sızlaması içime tüneyen, karıncaları coşturmuştu.
Bir süre sonra "Kim o?" Seslenişle ardımı dönüp, gitmek istedim. Uzun zaman olmuştu. Beni eşi için dövmüş, çocukları için para istemek için arayan kadın, "Annem"
Rahatsızlık veren sesi açılan kapı gürültü sesine karıştı. Sert bakışları değiştiğinde yüzü de şaşkınlık yer etti. Kumral, pürüzsüz bir tene sahipti. Gözleri kahverengi, saçları simsiyahtı. Oldukça uzun boya sahip olmasının yanında hafif tombullaşmıştı. Doğumdan sonrasında kalan kiloları olmalıydı. Her şeyimle her şeyi ile farklı ve zıttık. Anneme benzemediğim gerçekti. Kızıl ve turuncu arasında saçlarım ne babama ne de anneme benzerdi. Pürüzsüz yüzlü olan anneme tezat yüzümü kaplayan çillerim en fazla göze çarpandı. Uzun boylu bir kadın iken ben ise tam tersi bir şekilde orta boyda idim. Benzer tek yanımız kahve gözlerimizdi. Gerçi Türkiye'de 10 kişiyi yolda çevirsen 8'i kahverengi göz rengine sahip olurdu.
Bakışları şaşkınlıkla üzerimde gezindi. Elleri dudakları arasında gitti. "İnanmıyorum" narası ardından "Gelmişsin, kızım" diye boynuma, atıldı. Hissiz boşlukta sallandı, bedenim. Bir insanın annesine hissedeceği tek duygum, duygusuzluktu. "Nasıl özlemişim" boynumdan ayrılarak sarf ettiği sözleri abartılı ve fazlaca gösterişliydi. Samimiyetine kesinlikle inanmamıştım. Bir kez olsun nasılsın diye aramamış, işi düştüğünde, parasızlığa bel bağladığı vakit kapımı açmıştı. Beni acımla, dövdüğü günleri unutup gitmişti.
"Aa, Barlas Bey" diyerek bakışları ardımda iki adama dikmesiyle gerildim. Tanıyor muydu? Üstelik öyle şen, şakrak söylemişti ki şaşkınlıkla kaşlarım çatıldı. İçimde deşifre olan sözlere midem dayanmadı. Bir kişiye karşı sunduğu heyecan kesinlikle altı boş olmayacak coşkuda.
"İçeri davet etmeyecek misiniz?" demişti. Sırtıma düşen sesinin sert oluşu alışık olmadığım tonda değildi. Sadece daha resmi ve daha mesafeliydi. Karşımda ki kadının fazlaca sarf ettiği mimikleri birazdan yanaklarının sıcaklık değeri yükseltip patlayacak bir bomba etkisinde gülümseyerek elmacık kemiklerini yanaklarında gizledi. "Lütfen, geçin. Benim cahilliğim" kapıyı tamamen açtığında kapı, gıcırtıyla duvara çarptı. Uzun süre sonra evime gelmiştim. Babamla yaşadığım en mutlu olduğum günlerin kapısı açılmıştı. İçimde buruk bir hüzünle ayakkabılarımı çıkardım. İlk adımım ile duraksadım. Ev eskisinden beter bir haldeydi. Duvarlar pislikten rengi kararmış, kirler ise birer damla misali akmıştı. Örümcek ağları, tavan ve duvar kenarlarında ağ kurmuştu. Eskidendi özensizdi. Ama şimdi daha beter haldeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSS-İ İNTİKAM
ActionÖfkesine, hırsına, geçmişine kapılmış bir adam, "BARLAS KARAHAN " Geçmişinden habersiz, hırslı yeşil gözlere düşmüş genç bir kız, "HÜMEYRA ATABEY" Ilık bir esinti, intikamla yanan kalbe sarıldı. ... Bakışları altında bedenime değen elleri, benliğim...