|27|

75 14 219
                                    



"Kalbinin bu kadar hızlı atmasının sebebi neydi?"


°

"Bunu tek başına yapamazsın. Sana eşlik etmeme izin ver, Sare." Bakışlarımı Yağız'ın gözlerinde sabitledim. "Sen de geleceksin ama sevgili rolü yapmamız gerekebilir. İnandırıcı olmak zorundayız. Evren ondan şüphelendiğimi anlamamalı."

"Vakit kaybetmeden buradan ayrılalım." Hemen ardından Yağız, Ayberk'e dönerek "Ece birazdan burada olacak, burada kaldığınızı biliyor." dedi.

Askılıktan çantamı aldığım gibi evden çıktık. Oradan çıktığımız gibi karşılaştığımız ilk şey bahçedeki güvenliğimizi sağlayan polisler olmuştu. Bakışlarım elinde tuttuğu ceketini kolundan dolayı giyemeyen Yağız'a kayarken ona yardım etmek için elindeki ceketi ondan alarak onunla aramızdaki mesafeyi azaltıp onun ceketi giymesine yardımcı oldum. "Teşekkür ederim." Gülümseyerek benden uzaklaşmasıyla ben de önüme dönerek yürümeye koyuldum.

"Geldik mi?"

"Buluşmak istediği konum burayı gösterdiğine göre geldiğimizi düşünüyorum."  Bir anda Yağız'ın elimi avuçlarının arasına almasıyla kadrajımıza giren kişiye bakışlarımı çevirdim. İşte şimdi her şeyin ortaya çıkması an meselesiydi.

"Sare Hanım," Diyerek bakışlarını Yağız'a çevirdi. "Benimle neden bir buluşma ayarlamak istediniz?" Yağız'ın elini belime dolamasıyla bakışlarımı ona çevirdim. "Yağız'ın size iş konusunda yardımcı olacağını düşünüyorum. Irmak iş yüzünden sıkıntınızın olduğunu dile getirmişti."

"Irmak ve benim hayatım sizi ilgilendirmez. Biz kendi başımızın çaresine bakıyoruz. Bir daha beni rahatsız etmezsen sevinirim."

"Evren," Sesimi duymasıyla olduğu yerde durdu. "İnsanların gözlerinin içine bakarak yalan söylemek, çok zor değil mi?"

Adımlarını hızlandırıp yanıma geldiği gibi kulağıma eğilip fısıldadı. "Herkesin taktığı bir maske vardır, Sare Hanım." Omzuma koyduğu eline karşı tırnağımı geçirdim. "Evren, sen aradığımız o kişisin."

Elinin acısına karşı inleyip yüzü bu acıdan zevk duyarmışcasına tebessüm hâlini aldı. "Zeki bir kadın olduğunu biliyordum, polisler aylarca aradığı hâlde benim izimi bulamadı ama sen beni buldun ama siz ikiniz kiminle karşı karşıya kaldığınızı bilmiyorsunuz. Herkesin yüzleşmesi gereken karanlık tarafı vardır. Sizi onunla tanıştıran kişi de ben olacağım."

Yağız sinirlenmiş olacak ki belindeki silahı bir hareketiyle karşındaki adama doğrulttu. "Gencecik kızların canına kıydın sen, suçu günahı olmayan o insanlardan ne istedin? Cevap ver, şerefsiz!"

"Karşındayım işte, Yağız başkomiser. Vur beni, hadi ne bekliyorsun aylarca aradığın ama izini bulamadığın adam şu an tam karşında."

"Sen böyle tek seferde ölmeyi değil, her gün acı çekerek keşke tek seferde ölseydim demeyi hak ediyorsun. Seni bunu yaşaman için öldürmeyeceğim. Sen karşındaki herkesi senin gibi korkak bir insan mı zannediyorsun?"

"Sen de insanları öldürmek zorunda kalıyorsun, başkomiser. Bence biz birbirimize benziyoruz."

"Masum insanların canına mı kıyıyorum lan ben, herkesi kendin gibi sanmayı bırak!"

"Annemi neden öldürdün?" Sorduğum soruyla harelerini bana çevirdi. "Senin annen benim hayatımı çaldı. Benim sahip olduğum ailemi dağıtan senin annendi. Babanın ölüsüne saygı duymadan benim babamla aralarında bir ilişki başladı. Annemin ölmek istemesinin sebebi senin annendi. Benim o masum insanları  öldürmem içindeki bu dinmeyen nefretin dışarıya vurmam gerektiğinin bir göstergesi her şey senin o annen yüzünden. Anneni melek zannediyorsun değil mi Sare, senin annen sizi ayakta uyutan bir kişiydi. Senin annen kendinden başka kimseyi sevmedi. Babamı da elinde oynatıp bıraktı. Irmak, hâlâ annemin öldüğünü kabullenmiyor biliyor musun? Onun bir gün geleceğine inanıyor. Benim annem intihar ederek öldü ama senin annen ise darmaduman ettiği ailenin çocuğu tarafından kafasına iki el ateş silah alarak öldü."

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin