|29|

70 14 133
                                    

Multimedya bilin bakalım kime benziyor 🥺


"Katilin benimle olan bağlantısı neydi?"

°

"Savaş, nerede kaldı Akın?" Etrafımdaki insanlara bakışlarımı çevirdim. Yağız'ın sonradan bize izin vermesiyle şu an onun yazlık evindeydik. Bu gece buradaki son gecemizdi.

"Birazdan, burada olur."  Bakışlarımı biz buraya geldikten beri gözlerini Ece'den alamayan kardeşime çevirdim. Bu çocuk resmen sırılsıklam aşık olmuştu. Onu ilk defa bu şekilde görüyordum ama onunla beraberken mutlu olduğu gözlerinden okunuyordu.

"Gözlerinle kızı yedin." Akın'ın kulağına eğilip kardeşime söylediği şeyi onlara çok yakında olduğum için duymuştum. Gülümseyerek onlara bakmaya devam ettim. Akın'ın öyle demesiyle Ece'ye bakmaya kesip bakışlarını başka tarafa çevirdi. Sanırım şapşal kardeşim bu durumdan utanmıştı.

Dikkatim çalan kapının zili ile oraya çevrildi. Yağız sırtını yaslamış olduğu duvardan uzaklaştığı gibi kapıya doğru ilerledi. "Selam, Yağız başkomiserin evi burası değil mi?"

"Şu an o kişi tam karşınızda duruyor." Yağız'ın yan profilinden gülümsemesine şahit olurken karşısındaki adamı içeriye davet etti.

"Savaş, nerede kaldın?" Diyerek yanıma geçip otururken dudakları aralandı. "Çözmem gereken birkaç işim vardı, sizi beklettiğim için üzgünüm."

"Önemli değil," Diyerek konuşan Yağız'a bakışlarımı çevirdim. "Sare, peşindeki ipuçlarını bulmak için sizi buraya davet etti. Peşimizde bir seri katil var. Hepinizin endişesini gözünüzden anlayabiliyorum ama size söz veriyorum ki kimseye zarar gelmeden o kişiyi bulacağım. Bu saatten sonra tüm zamanımı o katili bulmak için harcayacağım."

"O katilin izini çok yakında bulacağından eminim, Yağız abi." Bakışları gülümseyerek yanında duran Ece'ye kaydı. Elini omzuna atarken dudakları aralandı. "Sare, çok ısrar ettiği için şu an buradasınız. Aslında hepinizi bu işten uzak tutmam gerekiyor çünkü hiçbirinize zarar gelmesini istemiyorum."

"Sare'nin zekâsına ihtiyacın olabilir." Akın'ın konuşmasıyla bakışlarını bana çevirdi. "Arkadaşlar, peşimizde olan kişi kendini çok zeki olduğunu düşünen bir seri katil. Hepinizin bundan sonraki her gün daha dikkatli olmasını istiyorum. Dışarıdayken daha temkinli olmak zorundasınız. Gerekirse katil bulunana kadar hepiniz birbirinizle daha fazla iletişime geçip, bir arada durmanız gerekebilir. Böylesi daha güvenli."

"Peki, bu gece burada bulunma sebebimiz sadece bunlardan mı ibaret?" Bakışlarım Yağız'a çevrildi. Ellerini saçlarının arasına attı. "Asıl sebep ipucu yakalamaya çalışmak."
Diyerek bakışlarını Evren'e çevirdi. Evren ise elindeki -Irmak'a ait olduğunu düşündüğüm- tokaya bakıyordu sadece. Bedeni burada ama ruhu buraya ait değildi.

"Evren, onu bulmam için sana ihtiyacım olabilir." Yağız'ın konuşması ile bakışlar ona kaydı. Akın, yanındaki adama seslenirken hâlâ onu duymuyordu. "Evren, kardeşim iyi misin?" Akın, arkadaşının yanına geçtiği gibi omzundan tutup ona bakmasını sağladı. "Irmak'ı bulacağız."

Beklemediğimiz bir anda ayağa kalktı. "İçimdeki umut kırıntıları beni her gün daha fazla öldürüyor. Ellerim kollarım bağlı hiçbir şey yapamıyorum. Şu an belki de canını yakıyorlar, kıyamadığım için öperken bile çekindiğim saçlarına zarar veriyorlar... Kardeşim bir seri katilin elindeyken bana umut etmekten bahsetmeyin!" Adımlarını hızlandırıp Yağız'ın karşısına dikilip gömleğinin yakasından tuttu. "Kardeşimi bulacağına dair söz ver bana! Ona zarar gelme ihtimaline katlanamıyorum."

"Evren," Diyerek karşındaki çaresizliği gözünden okunan adama sarıldı. "Sana onu bulup getireceğim, söz veriyorum."

Gözlerimin önüne iki saat saat önceki halimiz geldiğinde buruk bir şekilde gülümsedim. Bir an Evren'in annemin katili olduğunu kendime inandırmam bile canımı çok yakmıştı. Belki de bana yazılan mektuptaki her şey anneme aitti. Hâlâ inandığım tek bir şey vardı. Annem bizi hayatı boyunca sevmişti.

"Evren, sakin ol kardeşim. Kardeşine yardım etmek istiyorsan Yağız Bey'e iletişime geçtiğin o kişiyle alakalı dikkatini çeken şeyleri anlatman gerek. Yakalayacağımız en iyi ipucuyu sen bize verebilirsin."

Karşısındaki adama sarılmayı keserek bakışlarını konuşan kişiye çevirdi. "Daha önceden de dediğim gibi iletişime sadece telefondan geçtik. Bana dediklerini yaparsam kardeşimi serbest bırakacağını söyledi. Şu an ise benden şüphelenmesi an meselesi. Beni aradığı takdirde ona ne diyeceğim?"

O an telefonunun çalmasıyla bakışlarımız ona çevrildi. İşte şimdi kapana kısılmıştık. Yağız endişeli olan adamın omzuna elini atıp dudakları aralandı. "Evren, sakin olacaksın. Hâlâ onunla çalışıyormuş gibi hissettirmen gerekiyor. Ona yalan söylemen gerekiyor, kardeşin için. Sana güveniyoruz, o hiçbir şey anlamayacak."

Telefonu titremiş olan eliyle açar açmaz hoparlöre aldı. Tabii ki hepimiz ses değiştirici kullanacağından emindik.

"Evren Bey, süreniz doldu. Kimsenin canına kıyamadın değil mi lan? Kardeşine verdiğin değere bak. Onların tarafına geçtiğini biliyorum, Evren. Senden istediğim tek bir şey var. Sare'yi bana getir, kardeşini sağsalim al." Bakışları beni bulurken dudakları aralandı. "Böyle bir şey olmayacak."

"Benim dediklerime itiraz edersen, canını yakarım senin çocuk. Senin canını kardeşine zarar vererek yakarım!" Telefondaki gülme sesleri midemizi bulandırırken aniden Evren'in dudakları aralandı.

"Bütün sırların ben de, o çok güvendiğin yanında tuttuğun adamın aslında benim adamımdı. Şu an o da ulaşamayacağın bir yerde. İzini sana kaybettirdi. Sare'yi sana getirmeyeceğim sen de sırlarını ifşa etmemen karşısında kardeşime zarar vermeyeceksin."

"Sen çok olmaya başladın çocuk, sana iki saat süre. Sare'yi sana attığım konuma getirmezsen eğer kardeşin ölür." Telefondaki aramanın yüzüne kapanmasıyla bakışları beni buldu. "Evren, beni götüreceksin karşılığında Irmak'ı alacaksın."

Ayberk ise lafa atladı. "Sare abla, ne saçmalıyorsun? Seni tehlikeye atamayız. Bu çok riskli."

"Ayberk haklı, şu an saçmalıyorsun." Etrafımdaki bana olan bakışları tiye alarak ayağa kalktım. "Sakin olun, bir planım var hem ben korkmuyorum. Karşımdaki kişi her kimse onunla yüzleşmek istiyorum. Derdi benimle, bunu hepimiz anladık. Başka birisinin canını yakmasına izin veremem."

"Irmak'ın abisi olarak bunu kabul etmiyorum. Kendini tehlikeye atmana göz yumamayız, Sare." Evren'in konuşmasıyla bakışlarımı kaçırdım.

"Yağız, bir planım var." Diyerek yanına doğru ilerleyip tek başına kapının kenarında bizi izleyen kişinin karşısına dikilip planımdan ona bahsettim. Tehlikeliydi ama Irmak'ın hayatı için bunu göze alacaktım. Karşılığında bu kişinin benimle olan bağlantısının sebebini de öğrenecektim.

°

Oy vermeyi unutmayın💌

Kendinize iyi bakın, seviliyorsunuz💙

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin