|57|

65 10 194
                                    


Not: Bu bölüm de Eray'ın ağzından anlatılmaya devam edecektir.


"Hayatıma bir anda giren bu kadının bana iyi geleceğini düşünüyordum."

°

Hafta sonunun bir şekilde bitmesiyle iş çıkışı yürümeye devam ederken bir anda kendimi Ahsen'i bıraktığım o evin önünde bulmuştum. Açıkçası tüm hafta sonu durumunu merak etmiştim. İyi olup olmadığını bilmem gerekiyordu.

Beklemediğim bir anda dışarıya çıkmasıyla bakışlarımı ona çevirdim. Bakışları beni bulduğunda ise yüzüne aldığı darbeler yüzünden yüzünde oluştuğu yaralar canımı acıtmıştı. Yanına yaklaştığım gibi dudaklarımı araladım. "Yüzüne aldığın bu darbenin sahibi abin mi?"

Yüzüme bakmamayı diretirken nazikçe çenesinden tutmamla bakışları beni buldu. Hemen ardından ise başını salladı. "Senin bu abini elimden kimse alamaz." Elimi tutarak gitmeme izin vermemesiyle bakışlarım onu buldu.

"Lütfen," Konuşmaya hiç mecali yok gibiydi. "Yapma."

Elimi bırakmayarak daha sıkı tutmasıyla ne kadar çok korktuğunu anlayabiliyordum. Yolun kenarındaki parka doğru geldiğimizde ise elimi bıraktığı gibi banka geçip oturduk.

"Ahsen..." Sesimi duysa bile yüzüme bakmamayı diretmesi kalbimi acıtmıştı. "Eray, onun yanına gitmem hataydı ama başka çarem de yoktu." Yutkundu. "Bir umut bana sahip çıkar bana abilik yapar dedim." Buruk bir şekilde gülümsedi. "Kalbinin bir taşa dönüştüğünü bilemezdim."

"Senin abin bir şerefsiz-" Bakışlarını bir anda bana çevirmesiyle duraksadım. "Haklısın."

Elimle yüzündeki yaraya dokunduğumda ise gözlerini kapattı. "Çok acıyor mu?"

Mavi harelerini açarak gözleri benimle buluştu. "Artık," Yutkundu. "Acımıyor, geçti."

Bakışlarını benden kaçırarak önüne dönmesiyle parktaki boş olan salıncağa çevirdi. Aramızdaki sesliği bozan taraf ben olmuştum. "Ahsen," Derin bir iç çektim. "İtiraz kabul etmiyorum sana bir yer bulana kadar benim evimde kalırsın." Rüzgârın esmesiyle bedenim üşümeye başlarken üzerimdeki ceketi çıkararak onun omuzlarına yerleştirdim. "Bunu giy hava çok soğuk, üşütme."

"Ben," Bakışlarını kaçırdı. "Acınacak bir haldeyim, değil mi?" Konuşmama izin vermeyerek devam etti. "Her şeyim abimin evinde kaldı ama oraya dönmek dâhi istemiyorum."

Elimle nazikçe çenesini tutarak bana bakmasını sağladım. "Dönmeyeceksin, buna izin vermem. Şöyle yapalım, ihtiyacın olan her şeyi ben karşılayayım sen de oraya gitmek zorunda kalma."

Gözyaşlarına izin verip akmasına izin verdiğinde ise dudakları aralandı. "Hayatımdaki kimse senin şu iki gündür gösterdiğin sevgiyi bana göstermedi." Yüzüme bakmamayı yeniden diretirken onu kendime doğru çekmemle omzumda daha fazla ağlamaya başlamasıyla dudaklarım aralandı. "Artık ben yanındayım, yalnız değilsin."

Benden ayrılır ayrılmaz gözyaşlarını elinin tersiyle silerken ayağa kalkmasıyla onu izledim. "Telefonum, cüzdanım her şeyim içeride kalmış ama benim onları almam gerekiyor."

Ayağa kalkıp karşısına dikildiğimde bakışları beni buldu. "Sen burada bekle, eşyalarını ben alacağım. Abine de senin için bir şey yapmayacağım. Anlaştık mı?"

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin