|64|

55 8 120
                                    


"Kalbimin anahtarının sahibi belliydi."

°

Akın'ın ağzından...

"Seni hâlâ seviyor gibi..." Bakışlarımı ona çevirdim. "Üç yıldır aşık olduğum kadın kardeşim dediğim adama aşık olmuş." Gözlerimi yumdum, o her konuştukça kalbim daha çok sızlıyordu. "Cemre'ye bu kötülüğü nasıl yaparsın, Akın?" Yutkundu. "Cevap versene, hâlâ İlayda'yı seviyorsan neden onun duygularıyla oynadın?"

Gözümü açtığımda gözlerindeki nefret dolu bakışları beni karşılamıştı ama inanmıyordum bu sadece takılan bir maskenin sahte izleriydi. "Bilmiyordum, ben kendimi kandırdığımı bile sonradan anladım. İlayda'nın neler yaşadığını bilmeden tek kalemde sildim onu ama o her şeye rağmen karşıma çıkmayı göze aldı. Onun gelmesiyle duygularımın farkına vardım." Yutkundum. "Cemre'ye yaptığım doğru değildi ama bir an başka birisini sevebilirim sandım. Bu düşüncem her şeyi berbat etti. İlayda da konuşmuyor benimle." Bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. "Herkesi yine kaybettim."

Aramıza bir sessizlik girmesiyle bakışlarım onu buldu. "Evren, şu an bana olan bakışların aramızdaki dostluk ilişkisini silip attın gibi gözükse de sen benim her daim kardeşim olarak kalacaksın. Selametle."

"Akın!" Adımlarımı duraksayıp arkamı döndüğümde aniden bana sarılmasıyla irkildim. "İlk yaptığın hatada sana arkamı dönerek gitmeyeceğime dair bir söz verdim. Sen İlayda'yı, ben de onu kaybettim. Sanırım bu hikâyede üzülen herkes..."

"Senin için yapabileceğim hiçbir şey yok mu?" Yutkundum. "İlayda'yı kaybettim ben ama sen sevdiğin kadının her daim yanında ol, Evren."

"İlayda'yı falan kaybetmedin, kuzenim o benim unutmadın değil mi?" Gülümsedi. "Sizi barıştıracağım." Göz kırpmasıyla kaşlarımı çattım. "Akın, bugün yurt dışına gitmek üzere diye küçük bir dolap çevirsek seni sonsuza kadar kaybetme duygusu her şeyin önüne geçer."

"Bu çevirdiğimiz dolaptan haberi olursa eğer bana vereceği tepkileri tahmin ediyorsun değil mi?" Elini omzuma attı. "Olmayacak, sen güven bana. Her şeyin hazır olması için bir saat yeterli bana. Bugün barıştıracağım sizi."

Aradan geçen bir saat gibi bir sürede bana aklındaki planından bahsetmiş üstelik planını harekete geçirmişti. Eğer her şey yolunda giderse barışma gibi bir ihtimalimiz vardı. Bakışları beni buldu. "Akın, rahat ol kardeşim. Her şey kontrolüm altında. Sen de bu kıyafetlerle elindeki bavulla falan tam yurt dışına gidiyormuş gibi inandırıcı oldun. Siz barışın ben bir şekilde ona bu yalanı anlatırım, umarım sadece gülüp geçeriz."

"Manyaksın biliyorsun değil mi?"

"Genlerim de var sanırım. Eray abim de öyle." Gülümserken elimi omzuna attım. "Abini bulduğuna çok sevindim."

Telefonunun çalmasıyla onu cevaplandırdı. Birkaç dakika konuştuktan sonra bakışları beni buldu.

"Şu an İlayda buraya geliyor." Kalbimin üzerine elini koydu. "Oğlum kız gelmeden bu kadar heyecanlandıysan geldikten sonra seni hastaneye falan kaldırmayız, değil mi?"

"Senin kalbin sevdiğinin yanında farklı atıyor sanki, diyene bak..." Elini omzuma attı tekrardan. "Hakikatten, bazen kalp krizi geçiriyorum sanıyorum." Yutkundu. "Ama bunu belli etmemeye çalışıyorum, bunu başarıyorum da."

Aramıza bir sessizlik girmiş bu sessizliği bozan o olmuştu. "Cemre, bana yeşil ışık yaktı gibi aslında ama sen onun için her zaman daha değerli olacaksın gibi hissediyorum." Bakışlarımı kaçırdım. "Evren seni düşürdüğüm bu durum..." Yutkundum. "Aslında affedilmeyi bile hak etmiyorum ama sen hem affedip hem de bana yardım ediyorsun."

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin