|76|

47 7 82
                                    

Sesi duyduğum o an irkildim.
"Birisinin yardıma ihtiyacı var, hadi gidelim." Aras Karan'ın koluma olan temasıyla adımlarım duraksadı ardından bakışlarımı ona çevirdim. O an Yağız ve Gizem, silahlarını bellerinden çıkardığı gibi önüme geçtiler. "Tehlikeli olabilir, arkamızdan gelin."

Ormanın içine doğru gitmeye devam ettik. Kadın çığlığı duymamız etraftaki herkesi endişeye soksa da şu an sakin olmak zorundaydık. Biraz daha zaman geçtikten sonra bulunduğumuz yerden epey uzaklaştığımızı fark ettim.

O an koluma olan temasla irkildim. "Titriyor elin, tutmamı ister misin?" Aras Karan'ın kulağıma olan fısıltısıyla başımı salladım. Sanırım bu ellerimin titremesi ve onun elini tutar tutmaz titremesini durdurması hiçbir zaman değişmeyecekti çünkü kendimi onun yanındayken güvende hissediyordum.

"Lütfen, yardım edin! Buradayım."
O an duyduğumuz o sesle bakışlarımızı gelen sese çevirdiğimizde hiç beklemediğimiz bir şey gerçekleşti. Kadın ateş etmeye başladı. "Yere yatsın herkes, kendinizi koruyun!"

"Silahını yere bırak, yoksa seni vurmak zorunda kalacağım." Yutkundu. "Buradaki herkesin canını tehlikeye atıyorsun. Lütfen, elindeki silahı yere bırak ve sakın ateş etmeyi bile aklından geçirme."

"Silahı yere bırakırsam bana yardım edebilir misin?" O an Gizem'in dudakları aralandı. "Ben, size yardım edebilirim ama önce elinizdeki o silahı yere bırakın."

"Yalan söylüyorsunuz, silahı bıraktığım takdirde beni vuracaksınız!"

"Hanımefendi, eğer silahı bırakmayıp ateş etmeye devam ederseniz sizi vurmak zorunda kalırız. İşimizi zorlaştırmayın lütfen elinizdeki o silahı bırakın ve size yardım edelim." Yağız'ın karşısındaki kadını ikna etme çabası umarım güzel sonuçlanırdı.

Etrafı izlemeye devam etti. Sanırım zihninde duyduğu birtakım sesler onu bu hâle düşürmüştü. Bir karar vermiş olacak ki dudakları aralandı. "Size güvenmek istiyorum ama kime güvendiysem beni yarı
yolda bıraktı. Siz de onlar gibi beni bırakmazsınız değil mi?"

"Bırakmayacağız çünkü herkes aynı kalbe sahip değil, size yardımcı olabilmek için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım." O an bakışlarımı Gizem'e çevirdiğimde hayran bakışlarını sevgilisinin üzerinde olduğunu fark ettim. Buradaki herkes gibi o da Yağız'a hayran kalmıştı.

Kadın, Yağız'a gülümsedi ardından elindeki silahı yere bıraktı. Hiç beklemediğimiz bir anda karşısındaki adama sarıldı. Bu durum karşısında sanırım Gizem kıskanmıştı. "Hanımefendi, sarılmayı keserek neden çığlık attığınızı anlatacak mısınız?"

Gizem'in sorusuyla Yağız, ona sarılan kadından ayrılıp öksürmeye başladı. Sanırım -yüzündeki gülümsemeden anladığım kadarıyla- Gizem'in kıskanması hoşuna gitmişti.

"Arkadaşım bana bir mesaj atıp beni buraya getirdi. Biraz bekledim gelmeyince endişelendim. Ona bir mesaj gönderdim. O da düz bir şekilde yürüyüp hiçbir yere sapmamam gerektiğini söyledi. Dümdüz yürüdüm sonra birden karşıma çıktı. Önce beni sözlü taciz etti. Ne yapacağımı bilemedim ama kendimi çok çaresiz hissettim. Elinde silahı olduğunu görmemle içimde bir korku yaşadım. Sarhoş gibiydi ve her an bana bir şey yapabilirdi. Biraz bekledim, o konuşmaya devam ettiği sıra fark etmediği bir anda yere koyduğu silaha uzandım. Beni fark etmesiyle silahı ona doğrulttum. Önce onu vuramam sandı ve beni tahrik etti. Daha sonra ne kadar çok kararlı olduğumu anlamış olacak ki kaçmaya başladı. Ben de o an korkudan mı yoksa kurtulduğum için mi bilmiyorum çığlık attım."

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin