|15|

74 13 163
                                    

"O  adam zifiri karanlık olabilir miydi?"



°

Telefonu cebime koyup pastanenin olduğu tarafa doğru yürümeye başlarken pastanenin girişinde bir hareketlilik hissettim. Gördüğüm manzara karşısında tüylerim diken diken olurken ağlayan kız çocuğunun yanına kıvrıldıktan sonra onun bir şeyler mırıldandığına şahit oldum.

"Annem, beni bıraktı. O bizi yüzüstü bırakıp gitti. Beni abimle terk etti gitti, babamı da hiç tanımadım zaten. Annem yok, bir daha gelmeyecek."

"Güzellik, biliyor musun bazen acılarımızı fısıldamamız gerekir. Sen acılarını fısıldamak istesen, neye fısıldardın?" Kehribar renginde olan gözleri beni buldu. "Annemin kalbine."

Verdiği cevap ile yutkundum. Bu sorunun cevabı kişiden kişiye göre değişirdi ama sekiz yaşlarındaki bir çocuğun vereceği cevap bu kadar acı verici olmamalıydı. Vermiş olduğu cevap ile derin bir iç çekti. "Biliyor musun, ölseydi buna zamanla alışırdım ama o yaşıyor ve hiçbir zaman yanımda olmak istemedi."

"Sana adınla hitap etmek istiyorum, adını öğrenebilir miyim?" Gülümsedi. "Irmak, ama..." Diyerek sustu. "Abim şu an tanımadığım birisine adını söylediğim için bana kızabilir ama senin gözlerin kötü insanların baktığı gibi bakmıyor da. Senin ki ne?"

"Sare, ben. Tanıştığıma memnun oldum Irmak Hanım." Gülümseyip uzattığım elimi sıktı. "Peki, abini arayalım artık. Senin gibi zeki bir kızın abisinin numarasını ezbere bildiğinden şüphem yok."

"Biliyorum ama aramasak mı, abimi?"

"Neden?"

"Beni ağlarken veya üzgünken görmesini istemiyorum. O benim için çok fedakârlık yaptı ama ben onu elimde olmadan üzüyorum. Bugün o yüzden buraya geldim. Ağlamak için yalnız olmayı tercih ederim."

"Abini böyle daha fazla üzersin, Irmak. Senin yokluğunu fark edince abin çok endişelenecektir." Dizlerimin üstündeki elimi tuttu. "Daha fazla endişelendirmeden onu arayalım." Söylediği telefon numarasını çevirdikten sonra aramanın cevaplandırılması için beklemeye koyuldum.

"Alo, kimsiniz?" Diyerek karşı taraftan bir ses geldi. "Selam." Diyerek telefonu bir anlığına kendimden uzaklaştırıp Irmak'a döndüm. "Abinin adı ne?" Hareleri beni buldu. "Evren."

"Evren Bey, beni duyuyorsunuz değil mi?" Diyerek karşı taraftan bir işaret geldiğini fark ettim. "Irmak, küçük bir gezinti yapıp çalıştığım pastanenin önüne kadar gelmiş. Güvende ama merak etmeyin."

"Hanımefendi, lütfen konumunuzu bana gönderir misiniz?" Diyerek karşı taraftaki  duyduğum ses tonu ile afalladım. Ses tonu dikkatimi çeken bir detaydı. "Irmak ben oraya gelene kadar yanınızdan ayrılmasın."

"Gönderiyorum, Irmak yanımda merak etmeyin." Diyerek telefonu kapatarak bulunduğumuz yerin konumunu gönderdim.

Konumu gönderdikten sonra Irmak'a döndüm. "Konumu benden istediğine göre siz buraya yakın oturmuyorsunuz sen nasıl geldin?" Başını eğerek yüzüme bakmamayı tercih ederken dizlerimin üstünde eğilip yüzüme bakmasını sağladım.

"Başına kötü bir şey mi geldi, bana anlatabilirsin. Sana yardımcı olabilirim."

"Ben burada kalıyorum ama abim benimle beraber kalmıyor."

"Sen kimin yanında kalıyorsun, peki?"

"Ben yetimhanede kalıyorum, abimde beni yanına almak için iki senedir işte çalışıyor biraz daha dayanmam gerektiğini söyledi. O yetimhaneden reşit olunca gitmek zorunda kaldığında kendimi çok yalnız hissettim. Ama az kaldı. Evren abimin bana verdiği sözleri tutacağından yana şüphem yok."

"Evren abin sana verdiği sözleri tutacağını ben de tüm kalbinle inanıyorum." Sesimin titreyerek çıktığını fark ettim. Aklıma Ayberk'in eğitim masrafları için çalışmak zorunda olduğum zaman geldi. Gözlerimin dolmamasını engellemeye çalışsam da başarılı olamadım.  Benim bu halim Irmak'ın dikkatini çekmiş olacaktı ki konuşmaya başladı. "Sare abla neden ağlıyorsun, seni üzecek bir şey mi söyledim?" Elini tuttum. "Hayır, sadece benim aklıma bir şeyler geldi." Diyerek ellerini gözyaşımda gezdirip onları sildi. "Ağlarken güzel olan kız görmek istiyordum, sen aradığım o kişisin."

Telaşlı hâlleri ile kadrajımıza Irmak'ın abisi olduğunu düşündüğüm kişi girmişti. Uzun boylu, keskin yüz hatları ayrıca üzerine giydiği spor kıyafetleriyle dikkatimi çekmişti. "Irmak abiciğim, benden habersiz hani bir yere gitmeyeceğine söz vermiştin. Sana anlattığım hikâye vardı hani, hatırlıyor musun?" Gülümseyerek abisinin boynuna atladı. "Zifiri karanlığın, aydınlığa kavuşma hikâyesi mi?" Duyduklarım karşısında şaşkınlık geçirirken bana yazmış kimliği bilinmeyen kişi aklıma geldi. Şu an karşımdaki kişi o olamazdı değil mi?

"Zifiri karanlık hikâyesi mi, bana da anlatır mısın Irmak?" Diyerek hareleri beni buldu. Gülümsedi. "Ben eksik anlatırım, abim sana anlatsın. Değil mi Evren abi?"

"Belki başka sefere. Bizim gitmemiz gerekiyor."

"Evren abi oyunbozanlık yapmak yok. Bu kadar acil ne işin var?" Diyerek üzgün bir ifadeyle ona baktı. "Seni daha yurda bırakacağım abiciğim, zorluk çıkarmayı bıraksan mı?"

"Abin haklı Irmak, onu zor durumda bırakmayalım bence ne dersin?" Gülümseyerek, başıyla onayladı. "Şey, bir de benim seni ziyarete gelmemi ister misin?"

"Sare abla, çok isterim ve senin gibi güzel bir kızı yanımda görünce çok kıskanıcak yurttaki kızlar. Hele bir tanesi var kombin yapmayı bilmiyor ama dili pabuç gibi herkese laf yetiştiriyor. O seni görünce kıskanır. Lütfen gelsene, hatta abim sana eşlik etsin. Sare ablaya eşlik edersin değil mi?" Diyerek, kıkırdadı. "Hem senin numaran onda kayıtlı da, sen de onunkini al abi."

"Irmak, büyüklerin işine karışmasan mı abiciğim?" Diyerek hareleri beni buldu. "Doğru düzgün tanışamadık. Ben Evren. Memnun oldum." Elini uzattı. "Sare, ben de memnun oldum." Uzattığı elini tutarken elimi nazikçe kavrayıp sıktığını fark ettim.

"Her şey için teşekkürler, Sare Hanım." Diyerek kardeşinin elini tuttu. "Rica ederim." Dedikten hemen sonra Irmak'a dönerek  "Kaldığın yurdu biliyorum, mutlaka yanına geleceğim, Irmak." dedim. Gülümseyerek abisinin tuttuğu eli bırakıp benim eğilmemi söyledikten sonra yanağıma buse kondurdu. "Umarım ben de büyüdüğümde senin kadar güzel olurum."

"Büyümene gerek mi var, sen zaten çok güzelsin." Bir anlığına hızlıca bana sarıldı. "Görüşmek üzere, Sare abla. Seni çok özleyeceğim."

"Ben de Irmak." Tekrardan abisinin elini tutup sokağın başından sağa döndükleri gibi gözden kayboldular.

Sadece bir hikâye için bu çocuğun zifiri karanlık olacağından yana şüphe duymalı mıydım?

°

🌵

Yıldızı parlatmayı unutmayın 🍂

Bölümün hoşunuza gitmiş olması dileğiyle, hoş kalın 💙

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin