YENİLGİ | Yarı Texting

|40|

•

"Günler geçip devam ederken, ruhumdaki sızı dinmek bilmiyordu."

•

°

Üç gün sonra...

"Sare abla, sana iki gün önce bahsettiğim sınıftan bir çocuğun evinde bir parti olacaktı. İstediğimiz kişileri getirebildiğimiz o partiden bahsediyorum. O gün demiştim sana şu anda da partiye iki saat kalmış. Kalkıp hazırlanır mısın, lütfen?"

"Ayberk, gelmek istemediğimi sana açıkça söyledim. Benim canım sadece bu akşamı yatarak geçirmek istiyor. Yüksek sesi falan kaldıracak bir hâlde değilim."

"Sare abla, bu partiyle kendini daha iyi hissedeceğini biliyorum, gitmek için hazırsın aslında sadece küçük bir dokunuşa ihtiyacın var."

"Hazır falan değilim, Ayberk." Gözlerimi devirdim.

"Sare abla, hazır olmak zorundasın çünkü Yağız abi seni partiye götürmek için şu an dışarıda bekliyor."

"Ne yaptın sen?" Alt dudağını ıssırırken gülümsedi. "Onunla partiye gitmek istediğini duyunca seni kıramadı."

"Ayberk, ben böyle bir şey mi istedim senden?" Gözlerini kaçırdı. "Başka türlü seni ikna edemezdim, başka çare bırakmadın. Lütfen, bana kızma. Senin o partiye gelerek kafanın dağılmasını istiyorum sadece. Eskiden bana bir şeyleri anlatırdın. Şu aralar iyice içine kapandın. Bu durum beni üzüyor." Başını göğsüme yasladı. "Geliyorsun değil mi?"

"Yağız'a ayıp olmasın diye gelmek zorunda kaldım, sayende." Gülümsedi. "Kırgınım ama şu an benim için gelmiyor musun?" Kendime engel olamayarak dağınık saçlarını karıştırdım. "Eğer şu an buradan kalkmazsan senin kafanı ıssırırım." Gülerek benden uzaklaşırken dudakları aralandı. "Hadi hazırlan da partidekiler güzellik görsün."

"Hazırlanmazsam çirkin olduğumu düşünüyorsun yani?"

"Ne münasebet, bence hazırlanırken aynaya bir dönüp bak istersen." Tek kaşımı kaldırırken ona gülümsedim. "Büyümüşte ablasına öneriler sunuyormuş."

"İki ay sonra on sekiz yaşında oluyorum."

"Sadece yaşın büyüyor emin ol, on sekiz yaşın ondan başka bir halta yaradığına şahit olmadım."

"Hayatımda Ece var, on sekiz yaşın bana uğur getireceğini umut ediyorum."Gülümsedi. "Sare abla, geç kalacağız. Hadi hazırlanalım."

Odaya girdikten hemen sonra gardıropa yöneldim. Bu partiye gideceğim aklımın ucundan bile geçmediği için şu an ne giyeceğim karşısında kararsızlığa düşmüştüm. Ama zaman işlemeye devam ettiği için bir elbise giymek zorundaydım. Bir anlığına gözüm Aras'ın bana hediye olarak aldığı siyah ama görüntüsü çok şık olan elbiseye gözüm kaydı. Onunla ayrıldıktan sonra bir daha o elbiseyi giyememiştim. Şu an ise kalbimin sesi bu elbiseyi bu partiye giymem gerektiğini kulağıma fısıldıyor gibiydi adeta. Sanırım partiye giyeceğim elbiseyi bulmuştum. Üzerime elbiseyi giydikten sonra masamın üzerinde duran düzleştirici ile saçlarımı düzleştirdim. Düzleştirdikten hemen sonra saçlarımı aşağıya sarkıtıp geriye attım. Yatağımın kenarındaki siyah topuklu ayakkabıyı elime aldığım gibi ayağıma geçirdim. Şimdi ise sıra göz makyajımdaydı. Masanın üzerinde duran makyaj malzemelerini alarak göz makyajı yaptım. Aynada kendimi izlediğimde ise aynadaki kadına gülümseyerek odadan ayrıldım.