|4|

151 28 263
                                    

"Yenilgisine yenik düşen  bedenlerde kaybolmuş ruhlardan ibarettik."

°

1 gün sonra

Gözlerimi açtığımda omzunda uyuyakalmış Ayberk ve duvara dayanmış gözleri sanki hiç uyumamış gibi boş duvarı seyreden Savaş ile karşılaştım.

"Savaş, sen gece hiç uyumadın mı?"

"O ölümle cebelleşirken gözüme uyku girmedi." diyerek sinirini elini duvara vurarak gösterdi. Acı çekiyordu, her zerresi. Sevdiğini kaybetme düşüncesi; önce insana korku sonra da bir umut beni bırakmaz kelimesini çağrıştırıyordu. İçindeki korkunun seni ele vermemesi için çabalardı bazı insanlar. Belki de doğru olan her duyguyu yaşatmayı bilmekti ve onları sahiplenmekti.

"Selin, iyileşecek o çok güçlü birisi. O tekrardan sana gözleri ışıl ışıl bakan birisi olacak. Ona hiçbir şey olmayacak, hayata tutunacak."

"Hayata tutunabilecek kadar gücü kalmadıysa eğer başaramaz-"

"Şşt!" diyerek harelerini bana çevirdi. "Kötü düşünmüyoruz Savaş. O eğer yanımızda olsaydı her şeyin bir şekilde yola gireceğini söyleyip bize içindeki umut dolu kızı yeniden hatırlatırdı. Şimdi bizde onun umuduna sahip çıkıp onun hayata her zaman tutunduğu şekilde umut ederek onun hayata dönmesini sağlayacağız."

"Umut," diyerek çıkan tiz sesini duydum. "Onun için ölmeyecek değil mi?"

"Umut onun içinde olduğu için o umuda sımsıkı sarılacak." diyerek bana aniden sarılmasıyla şaşırdım. "O umuda tutunamazsa ve onu kaybedersem kendimi bir daha affedemem, Sare."

"Onun gözlerini açması için güçlü olmalıyız, ben senin yanındayım." Benden ayrılır ayrılmaz Ayberk'in uyanmasıyla onun yanına döndüm.

"Selin'den bir haber var mı?" Ayberk'in sorduğu soruyla doktorun yoğun bakımdan çıkması bir olmuştu.

"Doktor bey, Selin'in durumu nasıl?"

"Hasta onun için kritik olan saati atlattı fakat hastalığı yüzünden kullandığı birtakım ilaçlar, hastanın geçirdiği bu travma onun çok büyük bir ihtimalle geçici bilinç kaybı geçirmesine sebep olacaktır. Geçmiş olsun."

"Hastalık, ne hastalığı?" Konuşmasıyla bakışlarımı Savaş'a çevirdim.  Omuzlarını tekrardan duvara yaslandırdı. "Bunu benden neden sakladı ki?"

"Hasta kanserin ilk evresinde yani başlangıç. Hemen tedaviye başlanırsa hastanın kurtulması mümkündür ama eğer tedaviye geç kalınırsa ve bu ilerlerse durumu hakkında olumlu bir şey söyleyemeyiz ne kadar erken başlanırsa tedaviye o kadar onun için iyi olacaktır. Bu geçirdiği bilinç kaybı travmanın etkisi yüzünden ilerleyen zamanda her şeyi hatırlamaya başlayacaktır, hastaya söylerken hastanemizin psikoloğundan destek alarak anlatabilirsiniz. Yeniden geçmiş olsun."  Doktorun yanımızdan ayrılması ile omzumdaki koca bir yükün altında eziliyormuş gibi hissettim. Yaptığım bir hata çocukluk arkadaşımın bilinç kaybı geçirmesini tetiklemek olmuştu. Hayatıma son vermeyi düşünmek yapabileceğim en büyük aptallıktı. Ben bunun olacağını düşünemedim. Tek istediğim içimdeki bana ait olmadığımı düşündüğüm sesleri susturmaktı. Gözyaşlarım bu gerçekle daha fazla savaşamaz edasıyla akmanın şiddetini artırırken kalbim yine ağrımaya başladı.

Bir karar alırken iki kere düşünmek gerekirdi. Yoksa sonuçlarına çok ağır bir şekilde katlanmak zorunda kalabilirdin.

Gözyaşlarım dinmemeye direnirken telefonuma gelen bildirim sesiyle irkildim.

zifirikaranlık: Bana sesini duyurmak istemediğini attığın görüldü sayesinde anladım, bir miktar kırıldım da.

zifirikaranlık: Ama sana şu an yazmamın başka bir sebebi var.

zifirikaranlık: Arkadaşını merak ettim, durumu hakkında yeni bir haber varsa söyler misin?

Sare: Kanserin ilk evresinde olduğunu ve geçirdiği bu travma yüzünden ufak çaplı bilinç kaybı geçireceğini öğrendim.

Sare: Nefes alamıyormuş gibi hissediyorum.

Sare: Ben şu an yaşarken ölüyormuş gibiyim.

Sare: Hepsi benim suçum orada yatması gereken asıl kişi bendim.

Sare: Eğer onu tedaviye ikna edemezsek bu sefer gerçekten kaybedebilirmişiz.

Sare: Bunlarla mücadele etmek zorundayım, arkadaşım için ne yapmam gerekirse yapacağım.

Sare: Onun sahip olduğu o güzel kadını ona tekrardan hatırlatacağım.

Sare: İnsanın bir başkasına yaptığı bir kötülük onun kalbinin kirlendiğini gösterir mi, zifirikaranlık?

zifirikaranlık: İnsanın kendine veyahut başkasına istemeyerek yaptığı bir kötülük bazı zamanlar da onun aslında gerçek kimliğini bulmasını sağlayabilir.

zifirikaranlık: Kendine yaptığını düşündüğün şey başka bir insanın canını yaktı.

zifirikaranlık: Şimdi de canını yaktığın kişiye karşı suçluluk duygusu ile senin canın yanıyor.

zifirikaranlık: Bazı hataların affı olamaz şu an sen de affı olmayan bir yerdesin.

zifirikaranlık: Şimdi o açtığın yaraların üstüne tuz basmak yerine o yaraya merhem olmayı dene.

zifirikaranlık: Açtığın yaraları iyileştir.

zifirikaranlık: Çünkü geriye dönerek yaptığın hatayı düzeltmek için artık çok geç.

Sare: Sen; bir an da hayatıma girdiğin için tarif bile edemediğim bir duygudan ibaretsin.

zifirikaranlık: Sesini duyurmak isteyen bir kadının sesini ona hatırlatması gereken bir kişiyim desek daha doğru olur.

zifirikaranlık: Hayatındaki insanların değerini bil, kaybedince bedeli ağır oluyor.

Sare: Karşımda çok iyi bir insan psikolojisinden anlayan birisi duruyor gibi hissediyorum.

zifirikaranlık: Yaşadıklarım ile hayattan edindiğim bilgilerden dolayı desek daha doğru olacaktır.

zifirikaranlık: Hayat herkese aynı imkanları sunmuyor.

zifirikaranlık: Ama bu içimdeki adama karşı tavır alacağım demek değildir.

zifirikaranlık: Ben de tavır almak yerine o adamı dinlemeyi tercih ettim.

Sare: Asıl mesele buydu belki de bende ki bu sorun yüzleşmekten sonra yara aldığım geçmişime aitti.

Sare çevrimdışı.

🌵

hatırlatma: Şuradaki yıldız basmak için var.
-hatırlatma bitti.

Bölümün hoşunuza gitmiş olması dileğiyle,
hoş kalın

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin