|70|

70 9 61
                                    


"Bakışları, çaresizlik içinde çırpınan bir
adamın serzenişini andırıyordu."

°

Yağız'ın ağzından...

"Neredeler, başlarına kötü bir şey gelmiş olabilir mi?" Ayberk'in kulağıma dolan sesiyle kendime geldim. Gizem'in koluma olan temasıyla bakışlarımı ona çevirip kötü düşünceleri kafamdan sildim. Güçlü olmak zorundaydım, yenilgime yenik düşemezdim.

"Aras Karan Mertoğlu ve Sare Mertoğlu'nun arama kayıtlarına ulaşın. Hemen, çok acil!"

"Baş üstüne komiserim." Nefesimi kontrol altına almaya çalışsam da korku beni ele geçiriyordu. Onlara bir şey olma düşüncesi tüm bedenimi etkisi altına aldığında nefes alamıyordum. Omzuma olan temasıyla bakışlarımı ona çevirdim. "Yağız, kendine gelmen gerekiyor. Senin yazlık evine gidelim, nerede olduklarına dair bir ipucu bir şey bulmaya çalışalım. Bu şekilde elimiz kolumuz bağlı olunca delirecek gibi oluyorum." Akın'a başımı salladım. Haklıydı, bu mekânda durmaya devam edersem hiç iyi şeyler olmayacaktı.

Tam olayın üzerinden iki saat geçmişti. Şu an benim yazlık evindeydik. En son ipucu diye umut ettiğimiz telefon konuşmasının sonu hüsrandı çünkü her ikisinin de telefonları kapalı olduğu için onlara asla ulaşamamıştık.

Buradaki herkes şu an umut ediyordu çünkü umut etmekten başka çaremiz yoktu. Peki, umut bize sarılacak mıydı yoksa biz sonsuza kadar ona teslim mi olacaktık?

Düşüncelerimden sıyrılmam Savaş'ın kulağıma gelen sesiyle olmuştu. "Mekânda Yağız şarkı söylerken ikisini de gören olmadı mı, anlamıyorum ben bir anda neden ortalıktan kayboldular?"

O an odanın içerisine giren kişiyle bakışlar ona kaydı. "Bir şey kaçırdım mı?" Ayberk, koltuğa geçip oturan Eray'ı süzdü önce hemen ardından dudakları aralandı. "Onları, mekânda şarkı devam ederken falan hiç gördün mü?"

Ayberk'in konuşmasıyla Eray kendine düşünme payı bıraktı, kaşlarını çattığı o vakit dudakları aralandı. "Bir an ikisinin dışarıya doğru çıktığını hatırlıyorum. Yağız, şarkısını bitirirken kopan o alkışta tesadüf eseri kafamı sağa çevirmemle ikisini gördüm, onlar mekândan dışarı o an çıktılar."

"Belki de boşuna telaşlanıyoruz, şarjları bittiği için cevap veremediler ve şu anda birlikte vakit geçiriyorlardır. Sonuçta onlar evli bir çift değil mi?" Evren'in konuşmasıyla derin bir iç çektim. Yenilgim, sürekli zihnimi bulandırıyordu. "Bana haber verirdi, abimi benden daha iyi tanıdığınızı falan mı sanıyorsunuz? Başlarına bir şey gelmiş olma ihtimali çok yüksek, mekânda olanları düşünün. Neden bir anda bu adamlar ateş etmeyi bıraktı? Ben açıklayayım size çünkü Sare ve abim o adamların elinde. O adamlar öfkeyi, hırsla durdururlar. Şu an ikisi de o adamların elinde olabilir ve bu ihtimal kafayı sıyırmam için yeterli, anlıyor musunuz?!"

"Sakin ol, Yağız. İhtimallerle konuşuyorsun ve şu an elinde hiçbir şey olmadığın için ilk düşündüğün fikire sarılıyorsun. Seni çok iyi anlıyorum çünkü biri kardeşim gibi diğeri ise kız kardeşimden hiçbir bir farkı yok ama sakin olmazsak onlara yardım edemeyiz. Eğer başları beladaysa ve bize ihtiyaçları varsa Sare, bir şekilde bize ulaşacaktır. O asla pes etmez, sen de onu en az benim kadar tanıyorsun." Savaş'ın, kendine doğru çekerek  bana sarılmasıyla gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Savaş'ın bir abi şevkatiyle bana yaklaşması duygularımı ortaya dökmüştü. "Annemi kaybettiğim gibi onları da kaybedeceğim diye deli gibi korkuyorum. Sen beni anlıyorsun değil mi?" Savaş, bana içtenlikle gülümsedi.

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin