|46|

56 11 119
                                    

"Aşk, kişinin ezberinde olmayan tek bi' parçaydı."

°

Akın'ın ağzından...

Evden çıktığım gibi bana attığı konuma doğru ilerledim. Günlerdir bugünün nasıl geçeceğini hayal kurarak zihnimi çok fazla yormuştum. Birkaç gündür içinde olduğum bu durum kalbimi acıtıyordu. Şu an ise Cemre'nin hayal kırıklığına şahit olacaktım. Onun iyiliği için olsa da sonuç olarak onu üzecek olmam benim kalbimi sızlatıyordu.

Telefonumda onunla olan ekran görüntümüze gözüm kayarken derin bir iç çektim. Onun paramparça olacak hissi yine zihnime düşerken tüm vücudumun kasıldığına şahit oldum.

Telefonumda bana attığı konuma yarım saattir yürümem karşılığında gelmiştim. Bir ulaşım aracı kullanmak şu an bana iyi gelmeyeceğini bildiğim için yürümeyi tercih ettim. Yağmurlu havada yürümek bana cennetin kokusunu hissettiriyordu.

Geldiğim apartmana bakışlarımı çevirdiğimde ise yutkundum. Mesajta yazan giriş katına basmamla kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Giriş kapısının açılma sesini duymamla apartmandan içeriye giriş yaptım.

"Akını'm hoş geldin. İçeri gelsene, seni arkadaşımla tanıştıracağım." Ona gülümseyerek içeri girdiğimde ise gördüğüm kişi karşında bir şok geçirdim.

Evinde kaldığı arkadaşım dediği kişi İlayda mıydı?

İlayda, beni görmesiyle elleri titremeye başladı. Gözleri dolarken bana bakmaya devam etti. Cemre ise İlayda'nın bu hâlini fark edince yanına ilerledi. "İlayda, bir sorun mu var?"

"Bana günlerdir gözlerimin içine bakarak anlattığın o adam, Akın mıydı?"

Kaşlarını çattı. "Siz nereden tanışıyorsunuz?"

Ben, sessiz kalmayı tercih ederken İlayda'nın dudakları yukarı kıvrıldı. "Cemre, sana anlattığım aşık olduğum dediğim o adam şu an tam karşında duruyor."

Cemre, duydukları karşısında elleri titrerken bakışlarını bana çevirdi. "Akın, bunlar doğru mu? Bana bir cevap ver, lütfen."

Karşıma dikilip gözlerini ben de sabitledi. "Evet, doğru." Yutkundu. "Peki, sen ona gerçekten aşık mısın?" Gözünden bir damla yaş akarken dudaklarım aralandı. "Aşığım."

Yüzüme inen tokatla afalladım.
"Birisine aşıkken nasıl başka bir insanın duygularıyla oynayabiliyorsun? Senin gerçekten herkes gibi olmadığını sanmıştım ama senin de onlardan hiçbir farkın yokmuş, Akın. Bana bunu anlatman gerekirdi, bir başkasını seviyorken ben beni sevmeni istemezdim ki... Kendimi uzaklaştırırdım, senden."

"Bir kere dinler misin beni, lütfen." Derin bir iç çekti. "Sadece bir kez, sonra ikinizde hayatımdan çıkıp gidin. Sizi gördükçe nefes alamıyorum, anlıyor musunuz?"

"Cemre, ben seni sevdiğimi sandım ama o gün onunla karşılaştığımda bazı şeyler kafama dank etti. Seninle tanıştıktan önce olmadı bu olanlar, hepsi sonraydı. Ben, İlayda'nın bana anlattıkları ile hâlâ ona karşı hissettiğim duyguların bitmediğini fark ettim. Bunun farkına vardığım o ilk gün de sana bunu yapmamam gerektiğine karar verdim. Şu an kalbin darmaduman olduğu için çok üzgünüm. Umarım hayatında benden sonra her şey daha güzel olur."

"Bitti mi?" Benden önce davranarak konuştu. "Artık ikinizde buradan gider misiniz, lütfen."

İlayda, mahçup bir şekilde valizini odadan aldığı gibi kapıya doğru ilerledi. Cemre'ye bakışlarını çevirdiğinde ise gözleri onunla buluştu. "Hayatının içindeki kişinin Akın olduğunu bilmiyordum ama beni hayatında istememeni anlayabiliyorum. Artık bulunduğun sokaktan bile geçmeyeceğim, merak etme ama şu an çok üzgün olduğumu bil."

İlayda, onun ona olan nefret dolu bakışları sayesinde dışarıya doğru kendini atarken bakışları beni bulduktan sonra kulağıma eğildi. "Şimdi git aşık olduğun kadını teselli et, sana da bu yakışır."  Kolumdan tutup beni dışarıya çıkardığı gibi kapıyı yüzüme kapattı.

Kendimi dışarıya attığımda ise İlayda'nın ağladığına şahit oldum. "Ağlama, lütfen." Bakışları beni buldu. "Gidecek bir yerin yoksa bir yer ayarlayalım."

"İstemiyorum."

"Ne demek istemiyorum, dışarıda kalmayı falan düşünmüyorsun değil mi?"

"Bana acıyan gözlerle bakma, Akın."

"Sana acımıyorum ama yardım etmek istiyorum."

Derin bir iç çekti. "Acıyadabilirsin. Acınacak bir haldeyim çünkü. Gidecek ne ailem var ne de başka birisi." Gözleri benimle buluştu. "Ben varım, İlayda. Sana acıdığım için değil, senin benim hayatımdaki yerin çok değerli olduğu için sana yardım etmek istiyorum. Lütfen, sana yardım etmeme izin ver."

Sessiz kalarak önüme geçtiği gibi yürümeye başladı. Aramızdaki sessizliği bozan kişi o olmuştu. "Cemre'yi düşürdüğümüz bu durum kendimden nefret ediyorum çünkü bu durumun empati yapılması bile ruhuma iyi gelmiyor. O kız bizim yüzümüzden şu an acı çekiyor."

"Bunun vicdan azabını çekmediğimi mi sanıyorsun ama ona daha fazla umut verirsem kendimi bu sefer ben affedemezdim. Her şey daha kötüye gitmeden en baştan bitmiş oldu."

"O gün kafede karşılaşmasaydık, peki?"

"Seni gördüğümde yine bunun yaşanacağı açıktı."

Duraksayıp bakışlarını bana çevirdi, dudakları yukarı kıvrıldı. "Seni hâlâ çok sevsem de seninle olduğum her an aklıma Cemre gelecek. Yapamam, Akın. Çok üzgünüm." Şu an gözlerimin içine veda eder gibi baktıktan hemen sonra arkasını döndü.

"İlayda," Duraksadı. Yanına ilerledim, bakışları beni buldu. "Arkadaşın olarak o zaman sana kalacak yer ayarlayana kadar yanında olmama izin ver. Seni tek başına bırakıp gidebileceğimi bekleme benden."

Başıyla beni onaylamasıyla oradan uzaklaşıp ona kalacak bir yer ayarlamak için güvenli bir yere götürdüm. O gün fark ettim ki aşk cidden insanın ezberinde olmayan tek bir parçadan ibâretti.

°

AKIN... 🥺

SİZCE İLERİDE NELER OLACAK?

BU ARADA YARIN ATACAĞIM BÖLÜMLERİ BUGÜN SALDIM WBQBBQBQBWNWBWBWBW

KENDİNİZE ÇOK İYİ BAKIN 💙

YENİLGİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin