Rain

1.5K 107 52
                                    

I. Kısım

1

"Pekâlâ, ama dönünce pizza isterim."

"İstemezsen şaşardım zaten."

Koltuğa daha çok gömüldüm ve yolun bitmesini bekledim. Yani bitmese de olurdu ama neyse. One Direction üyeleri olarak rehab ziyaret ediyoruz. Sosyal sorumluluk projesi.

Gitmeyi istemiyorum çünkü onlardan korkuyorum.

Hayır, yanlış anlamayın. Herkes hata yapabilir. Onların hatası da madde kullanmak. Benim korkum onlara özenme olasılığımın olmasından kaynaklanıyor.

Siz bana bakmayı kesin ve alt paragrafa geçin. Saçmalamaya başladım.

Araba durdu ve Louis kapıyı açtı. Sırayla Louis, Harry, Liam ve son olarak ben arabadan indik. Bir kameraman bizi çekmeye başlamıştı bile. İçeri girerken de kameramanın odağı rehab ile ilgili diyalog kuran Liam ve Harry'ydi.

Güvenlik görevlileri bize bakma gereği duymadan içeri aldılar. Burada olmak için fazla dinç olan orta yaşlı bir adam bize bakıyordu. Sanırım tur rehberimiz (!) oydu.

"Merhaba beyler. Ben Ray Illew. Rehabın müdürüyüm. Hastalarımız bu saatte kantinde oluyorlar. Oraya gitmeye ne dersiniz?" dedi. Ben söylemiştim, değil mi?

Sorduğu soruya cevap almayı beklemeden bize gitmemiz gereken yeri gösterdi. Halbuki hemen arkasında kantinin yerini gösteren bir ok vardı. Ben oku takip ederek kantine ulaştım.

Herkes bize bakıyordu. Herkes kelimesi soluk tenli, sıska, elmacık kemikleri dışarı fırlamış insanları kastediyor. Büyük çoğunluğu 16-25 yaş arası gençlerden oluşuyordu.

Az önce herkes bize bakıyor mu dedim? Bir kişiyi gözden kaçırmış olmalıyım. Kantinin en köşesinde, diğerlerinin aksine tek başına oturan ve omzuna kadar gelen saçları olan kız kitabındaki olay her neyse onu bizden daha fazla umursuyor olmalıydı. Ve bence hasta yakını falandı. Ray bir şeyler anlatırken çocuklar onu dinliyormuş gibi yapıyordu.

Onlar bir yerlere dağılmaya başlayınca o kızın yanına ilerledim. Tamam, belki o hasta değildi ama en azından sıra bana gelene kadar onunla sohbet edebilirdim.

"Merhaba. Ben Niall." dedim, masasına yaklaştığımda. Gözlerini kitaptan sadece bir saniye ayırıp bana baktı ve hızla kitaba geri döndü. "Oturabilir miyim?"

Cevap vermedi. En azından iç çekerek gitmemi istediğini belirtebilirdi ama onu da yapmadı. Sessizce ben yokmuşum gibi davrandı. Karşısındaki sandalyeyi çektim ve oturdum.

"Hangi hastanın yakınısın?" diye sohbet kurmayı denedim. Aldığım cevap çok manidardı.

Kısa bir kıkırdama.

"Kendimin." diye cevapladı. Başını kitabından kaldırdı ve bana baktı. Diğerleri kadar olmasa da soluk teni, diğerlerinden daha da çok çıkık elmacık kemikleri ve ışık görmeyen bitkiye benzeyen soluk yeşil ile mavi arasındaki renk gözleri. "Ve bence sen başka bir yere gitmelisin."

"Nedenmiş o?" dedim meydan okurcasına. Kitabının ortasına koyduğu elini çekti ve kitap kapandı. Sayfasını kaybetmişti.

"Şu çocuk var ya," dedi ve işaret parmağıyla kırmızı polarlı, biriyle sohbet eden çocuğu gösterdi. "uyuşturucu satarken yakalandı. Ama benim yanıma yaklaşmaya cesaret edemiyor. Sen, Niall Horan, onun bir hücresi kadar bile cesaretli olamazsın."

"Yanındayım ve ondan cesaretliyim."

"Ah, Bay Horan. Onunla konuşmamalısınız." diyerek yanımıza gelen Ray'e karşı kız kitabını yeniden açtı. Yüzünde minik de olsa çarpık bir gülümseme vardı. Dalga geçer bir hâli vardı.

OverdoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin