Epilogue: Lung and Heart

365 29 90
                                    

Dinlemelisiniz;
Loreen - Euphoria
•Blackbear - idfc

Epilog I

"Merhaba Niall. Yani, sana isminle hitap etmemde sakınca yok, değil mi?"

Kısa bir an gözlerimi üzerinde dolaştırsam da adamla göz teması kurma gereği dahi duymadım.

"Ben Parker. Parker Light. Diplomam psikolog olduğumu söylüyor ama danışanlarım hep kankaları olduğumu söyler." Adam heyecanlı ve enerjik bir şekilde konuşurken ilgimi çekemediğinin farkındaydı. "Benimle tanışmayacak mısın?"

Cevap vermedim.

Haftalardır yaptığım gibi.

"El yazın güzelmiş, Niall." dedi duvarlara bakarken. "Ama ben bunu yapsaydım eminim ki eşim benden nefret ederdi."

Başımı ani bir hareketle ona çevirdiğimde bakışlarımdaki sertliği görmüştü, ürktüğünü inkar edemezdi. Duvarlarda Judith'in rujlarıyla yazılmış yüzlerce kelime, cümle vardı. Sessizce bağırdığım o gün, cenaze günüydü.

Yatağa oturdu. Dizlerimi karnıma çekerek yatakta oturduğum için yaklaşması beni ürkütüyordu. Evimizde onun ne işi vardı? Odamızda? Hele de yatağımızda?

"Böyle çok sıkıcı oluyor. Bir şeyler anlat bana."

Bekledi, bekledi, bekledi. Sabırlı adamdı. Diğerleri bu kadar bile dayanamadan odanın kapısının önünde bekleyen annem ve ağabeyimin (bazen de Louis'nin) yanına gidip "Konuşmuyor!" diye patlamıştı.

"Güzelmiş." dedi. Neyden bahsettiğini anlamadığım için baktığı yere baktım. Yatağın tam karşısında duran cansız mankene giydirdiğim gelinliğe bakıyordu. Onun gelinliği. "Bak Niall, ister inan ister inanma, bir ay geçti. O gecenin üstünden bir ay geçti. Judith öleli bir ay oldu. Ve yine ister inan ister inanma, hayat devam ediyor. İnsanlar senin için mücadele ediyor. İyi ol diye. Bir kelime söylediğini duymak için çıldırıyor annen, farkında değil misin? Judith? Peki o? O senin böyle olmanı ister miydi? Veya sırf o sana dokundu diye haftalarca bedenine su sürmediğini görmek ister miydi? Bu kirli yastıkla uyuyamazsın artık." Judith'in yastığını tuttu ve odanın bir köşesine attı.

Ben de adama tokat attım.

Afalladı, az kalsın yataktan düşecekti. Ayağa kalktığında ben de onunla aynı anda kalktım. İşaret parmağımla kapıyı işaret ettiğimde hışımla çıktı.

"Deli oğlunuza başka psikolog bulun! Tabii, bulabilirseniz!" Sesi tüm evde yankılandı.

***

Psikolog bozuntusu gittikten birkaç saat sonra annem yanıma geldi. Her gün yaptığı gibi benimle konuşmaya çalıştı. Sürekli monolog yapıyor olması pes etmesine neden olmuyordu.

Konuşmak istemiyordum. Konuşmaya çalışınca bağıra çağıra ağlıyordum. Gözlerimin rengi yosun yeşiline dönecekti.

Ayağa kalktım ve dolabımdan siyah pantolonlarımdan biriyle siyah bir gömlek çıkardım. Sonra banyoya girdim. Duş aldım. İşim bitince çıkardığım kıyafetleri giydim. Ayakkabılarımı ayağıma geçirirken Melody odaya girdi.

Yardımcı kadın "Louis geldi." diyerek beni bilgilendirdiğinde başımı sallamakla yetindim.

Aşağı indiğimde herkes ne için hazırlandığımı anlamıştı. Louis de bugün gideceğimi tahmin etmiş olacak ki beni götürmeye gelmişti.

"Bir şeyler ye." dedi annem. Başımı iki yana salladım.

Louis "Gidiyor muyuz?" diye sorduğunda onu onayladım. Evden çıktık ve arabasına bindik.

OverdoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin