Paradise

315 30 71
                                    

Dinlemelisiniz,
*Tove Lo - Got Love
*Taylor Swift - Innocent
*Can Bonomo - Erkekler de Ağlar
*Coldplay & Tove Lo - Fun
*Justin Bieber & Halsey - The Feeling
*Camila Cabello - I Have Questions

Daha bu 'dinlemelisiniz'e yazmak istediğim çok şarkı var ama benim size minik bir sürprizim olacak yakında. O zaman taktığım şarkıları daha rahat göreceksiniz.

Beğenmeniz dileğiyle...

44

"Niall için hazırladığımız oda 3. katta. Dilerseniz odaya bakalım, eksik bir şey görürseniz söylersiniz."

Annem burnunu çekti ve Bayan Stephens'a döndü. "Niall gitarı olmadan çok sıkılır."

"Kesici ve delici bit alet olmadığı sürece kişisel eşyalarını getirebilirsiniz." Bayan Stephens, 30larının sonlarında hoş görünümlü bir kadındı. Tedavimin yönetimini o yapacaktı. Heyecanlıydım ama bu güzel değildi. Endişe ve korkudan doğan bir heyecandı.

"Ne sıklıkla ziyaret edebileceğiz?" diye sordu Judith.

"Her gün ziyaret saatlerimiz oluyor ama haftada 2 günden fazla gelmenizi tavsiye etmiyoruz." dedi Bayan Stephens asansörün düğmesine basarken.

"Her gün ziyaret saati oluyorsa Judith her gün gelecek." diye rehaba girdiğimizden beri ilk defa konuştum.

"Üzgünüm ama böyle bir şeye izin veremem. Buraya her çeşit bağımlılıktan kurtulmaya geldin. Judith de herkes gibi haftada en fazla iki kere seni görebilecek."

"Judith herkes değil." diye dişlerimin arasından konuştum. Zaten gergindim, böyle bir kuralı kaldıramazdım. Ayrıca Bayan Stephens'a kanım ısınmamıştı, hatta gıcık bile olmuştum.

Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı için yatacak olduğum rehabı geziyorduk. Tedirgindim. Yorgundum. Üzgündüm. Korkuyordum. Kurtulacaktım ama kurtulana kadar kim bilir neler olacaktı.

Benim için hazırladıkları odaya geldiğimizde gördüğüm manzara şaşırtıcıydı. Judith'inki gibi sade ve kötü durumda bir oda beklerken son derece iyi bir oda vardı karşımda. Karşılıklı iki duvar kum beji, kalan duvarlar da indigoydu. Oda güneş alıyordu, indigonun koyu bir renk olmasının dezavantajlarını ekarte ediyordu. Duvarların renklerine uygun mobilyalar seçilmişti.

Bayan Stephens konuşmaya başladı "Odalarda teknolojik aletler tutma taraftarı değiliz. Televizyon izlemek isterse ortak alana inebilir. Bilgisayarını istediğinde yine ortak alana iner ve biz emanet odasından bilgisayarını getiririz. Telefon kullanmanın yasak olduğunu zaten söylemiştim."

"Telefonumu istiyorum." dedim soğuk bir sesle.

Bayan Stephens ellerini birleştirdi. "Maalesef bu isteğini gerçekleştiremeyiz, Niall."

"Başka bir rehab bulmak hiç de zor olmayacak o hâlde." Ellerimi pantolonumun ceplerine koyup ukala bir ifadeyle kadına baktım.

"Öyle olacak, küçük bey." dedi babam. Ellerimi ceplerimden çıkardım. "Eğer telefon yasaksa, kullanmazsın. Başka rehab falan da bulmayacağız."

Louis kıkır kıkır gülmeye başlamıştı. Artist artist rest çekmeye çalışmam ve sonrasında babamın uyarısıyla birden sönmem komik görünüyor olmalıydı.

Rehab turu sona ermişti. Bu gidecekleri anlamına geliyordu.

Onları yolculamak için onlarla beraber indim. Hepsi bana sarıldı. Dördü Louis'nin arabasına binerken içim hüzünle doluyordu. Judith arabaya binerken durdu ve koşarak yanıma gelip bana sarıldı. Sessiz sessiz ağladığını hissediyordum.

OverdoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin