Prologue : Memory of Darkness

2.8K 109 51
                                    

Öncelikle, hikayede uyuşturucu konusu işlenmiştir fakat kesinlikle bir övme veya yüceltme yoktur. Yine de bu tür kurgulardan, konulardan hoşlanmayanlar varsa okumamasını öneririm.

Hayatınızın bu hikayedeki gibi olmaması ve kötülüklerin sizden uzak olması dileğiyle...

O zaman... haydi başlayalım!

***

Çoğu zaman kopya çekme sebebinizdir. Ya da yalancı durumuna düşersiniz, minik bir ayrıntıyı kaçırırsanız. Sevgilinden bir gün boyunca küsme sahneleri görmenin sebebidir. Neyden mi bahsediyorum?

Unutmak.

Ve ben üst paragrafta saydıklarımın hiçbirini yaşamayan size göre şanslı olanlardanım.

Size göre unutmak lanet bir şey olabilir ama benim son 4 yıldır dilediğim tek şey. Özel günleri, çocukluğumu. annemi. babamı, ilkokul arkadaşlarımı, 13 yıl önce yolda yürürken gördüğüm hamburgerci afişini... Her şeyi. Amnezi denilen şeyi yaşamayı diliyorum. Belleğimin bembeyaz olmasını. Ruhumun olmasa da onun temiz olmasını diliyorum.

Dünyada birkaç kişide görülen lanet benim de üzerimde. 16 yaşıma kadar bir lütuf olarak gördüğüm lanet beni de buldu.

Hipertimezi.

Dizilere, filmlere konu olan özelliği taşıyorum. Eminim ki yaşadıklarımı bir kitaba dönüştürsem bir yönetmen oyuncuları toplayıp bir set oluşturur.

Peki beni Indianapolis'teki rutin yaşantımdan, mükemmel notlardan, mutlu gibi görünen bir aileden koparıp Londra'daki bir bataklığa sürükleyen ne miydi? İşte hatırlamak istemediğim yer tam orada başlıyor. Anlatmaktan utandığım bölüm orada başlıyor. Hayır tabiki de, üvey babamın tacizine uğramadım, zaten üvey babam da yok. Ama eğer bahsettiğim olasılık olsaydı bu kadar kötü olmazdım.

Bataklıkta çırpınmak yapacağın en büyük aptallıktır. Ben de bataklığın üzerinde sırt üstü uzanıp birinin beni kurtarmasını bekledim. Bedenim çürürken sadece birinin beni kurtarmasını bekleyen bir aptaldım. Ama ben aptallığı başında yapmıştım. Keşke cennet sandığım yeri cehennem olarak seçmeseydim.

Beni kurtarmaya gelen rehab görevlileri olmuştu. Ama görkemli görünen binaya girerken bir daha aynı bataklığa girip bu sefer çırpınmaya başlayacağımı o geldiğinde üzgünüm ki bilmiyordum.

Tanrı neden beni lanetliyordu? O benim tanıdığım kötü çocuklardan değildi ve asla olamazdı. Peki bu kadar malı bulmayı nasıl başarıyordu? Onu masum çocuk olarak tanımlayan insanlar yanılmamalıydı.

Ben cennete girdiğimi sanarken aslında uzun süredir uğramadığım cehenneme adım attığımı çok iyi biliyordum. O evde ruh gibi dolaşmak, günden güne erimek, karşımda canavar gibi yemek yiyen çocuğun karşısında sadece su içebilmek... tuhaftı. Ama o evde olmayı seviyordum. Her ne kadar sonumun görkemli bina olacağını bilsem de orada olmak özgür hissettiriyordu. Oysa pencereden dışarıya baktığımda ruh gibi dolaşan insanlar yerine birkaç çocuk görmek bile benim için yeterliydi.

Bu hayat bana fazlaydı. Zaten fazla tutunamayacağımı bildiğimden çantam her zaman için hazırdı. Bana fazla olanlar listesinin başlarında olan bir şey vardı elbette. Bu da onun aşırı dozdaki sevgisiydi. Bunu kesinlikle haketmiyordum.

Her şey iyi gibi görünüyordu fakat Niall Horan beni mutlu etmek isterken aslında ikimizi de bataklığa ittiğinin farkında mıydı?

-Judith Veronica

OverdoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin