Bölümle uyuşmuyor olabilir ama multimedia'daki şarkıyla okumanızı öneririm. Şarkının Coeur de Pirate - Mistral Gagnant. Şarkıyı sevin çünkü ben seviyorum. Geçen bölüm gelen yorumlar beni çok mutlu etti, aynı performansı bekliyorum arkadaşlar. Eheheheheheheheh. Neyse işte.
İyi okumalar!
***
31
Hani bazen zaman durur ya, hiçbir şey hareket etmez, hiçbir ses duyulmaz. Tek şey hiç olmadığı kadar hızlı akan düşüncelerindir. Soyutlanırsın evrenden. Çünkü evren, tüm yüküyle beraber üzerine düşmüştür.
Ruhun 21 gram olduğunu söylerler. Benim bedenimden de 21 gram azaldı işte.
Sonra Dünya yeniden dönmeye başladı. Ellerimin başımda olduğunu farkettim. Sonra uğultular hâlinde sesleri duymaya başladım. Sesler tanıdık değildi. Oturduğum yere baktım. Hâlâ o sorgu odasındaydım.
"Yalan söylüyorsun." dedim onu susturmak için. "Ölemez o. Ölemez. Hayır hayır, böyle bir bir şeyin mümkünatı yok."
"Herkes bir gün ölecek, Niall. Ve bil bakalım Judith Veronica neden öldü?" dedi Ben. Danielle onu susturmaya çalışıyordu. "Senin yüzünden öldü. Sen sinir krizi geçirirken onu öldürdün."
"Öldürmedim. Judith ölmedi. Yalan söylüyosun."
Aklımdan geçen sayısız düşünce bana saldırıyordu. Başımı dik tutamıyordum. Hiçbir şey söylemeden bir çığlık attım. Danielle iyice telaşlanmıştı.
"Yalan söylüyorsun! Judith ölmedi. Benim Anka'm ölemez. Kendini suçlu hissederek ölemez." Kendi kendime sayıklıyordum. Danielle beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama ölmediğini söylemiyordu. Sadece bana su veriyordu. Asıl ihtiyacım olan suyu vermiyordu!
"Şimdi, Niall Horan, Judith de öldüğüne göre bize her şeyi anlatabilirsin." dedi Ben partnerinin yanına ilerlerken.
"Ölmedi!" diye bağırdım. Bu bununla son bulmadı elbette. O odada Danielle olmasaydı kesinlikle ikinci bir kriz geçirirdim. Neyseki birkaç bağırışma ve hâlâ devam eden bolca ağlamanın sonunda dediklerini yapmaya başladım.
Her şeyi anlattım.
En ince ayrıntısına kadar.
Hiçbir şeyi atlamadan.
Tanışmamızı, Judith'le başlayan arkadaşlığımızı, evime gelmesini, ona uyuşturucu teklif etmemi, onun buraya gelme serüvenini öğrenmemi, arkadaşlarımın onun katil olduğunu öğrenmesini, uyuşturucuya başlamamı, evlenme teklifini, Amerika'ya gitmemi, onun kariyerini, Zayn'i, tartışmamızı, geçirdiğim 6 ayı, dün olanları...
İki buçuk saatten fazla sürdüğünü söyledi Ben.
Ağlamaktan bitap düşmüştüm. Bir yandan öldüğünü düşünüyor, bir yandan da yaşadıklarımızı anlatıyordum. Bu, inanamayacağınız, tahmin edemeyeceğiniz kadar zordu. İkisi de oldukça ciddiydi. Mesleklerinin gereği de olabilirdi bu, karamsarlığa gerek yoktu. Ben denilen adam zaten sinir bozucu bir şeydi, yalan söylüyor olabilirdi.
Yalan söylüyor olması için şu an her şeyimi verir ve her şeyi yapardım.
Ölemezdi.
Ben sorgu odasından çıktı. Danielle ile karşı karşıyaydık. Kadın tam gözlerimin içine bakıyordu.
"Niall, emin olabilirsin ki bu yolu Ben seçti. Ben bu fikri duyduğum an olmayacağını söyledim. Çünkü zaten böyle bir şeyi bilerek yapmayacağını azıcık magazin takip eden biri tahmin edebilir. Bu kadar üzüldüğünü gördükten sonra Ben de inanmıştır herhalde."