Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medyadaki şarkıyı sevmelisiniz ve bölümü okurken dinlemelisiniz (bölüm şarkısı seçmekte iyi değilimdir ve bu da pek uygun olmayabilir ama neyse ya).Kalben - Mitoz Mayoz.
***
37
Üzerimdeki suçluluk hissini bir kenara attım. Ben kötü bir şey yapmayacaktım. Buna rağmen ellerim terliyordu ve bedenimin çeşitli yerleri titriyordu.
Ona bunları nasıl anlatabileceğimi bilmiyordum. Sonuçta ben sadece 1 senedir hayatındaydım ve o 1 senenin de ancak 4 ayında birlikteydik. Ondan öncesini anlatmak zor olacaktı. O bana nasıl anlattıysa öyle anlatacaktım.
Bana gözlerini kırpıştırarak bakıyordu. Yani sanırım bunu farketmeden yapıyordu. Çünkü bu beni çok farklı yönlerde etkiliyordu ve eminim ki şu an beni o yönlerde etkilemek istemezdi.
"İstersen yatabilirsin." dedim yatağı göstererek. "Uykun var. Şimdi uyu, dinlen. Daha konuşacak vaktimiz var."
"Ama benim uykum yok." dedi tatlı bir ses tonuyla.
"Olsun, sen uyu. Buraya kadar nasıl geldin, Bayan Mandy buna nasıl izin verdi bilmiyorum ama dinlenmen gerekiyor. Şimdi uyu, sabah her şeyi konuşuruz."
"Pekâlâ."
Dolaptan ona kıyafet çıkardım. Onun tişörtlerini vermedim çünkü sonra bir daha geri alamazdım. Benim tişörtlerim zaten ona her zaman yakışmıştı.
"Bir şeye ihtiyacın olursa aşağıdayım, seslenirsin." dedim çıkmaya hazırlanırken.
"Ben burada mı yatacağım?" diye sordu şaşkınca.
"Senin için sorun mu olur benim odamda kalman?" diye soruyla karşılık verdim ona.
"Hayır. Ama seni odandan etmek istemiyorum." Alayla güldüm.
"İyi geceler, Judith."
Odadan çıktım. Merdivenlerden her zamanki gibi paldır küldür indim. Telefonumu nerede bıraktığımı hatırlamaya çalıştım. Salonda olduğunu tahmin ederek salona girdim. Koltuğun üzerinde duruyordu.
Telefonu aldım ve şifreyi girdikten sonra Michael'ı aradım. İkinci çalışta açtı.
"Şimdi bana bir şeyler anlatman gerekmiyor mu sence de?" diyerek açılış yaptım.
"Haklısın, haklısın, haklısın. Fakat durum şu ki, hepsi Louis ve Judith'in başının altından çıktı. Ben sadece evden ayrıldım."
"Louis yanında mı?"
"Evet."
"Eve gelin." diyip kapattım. Telefonu yeniden koltuğa fırlattım. Sinirli sayılmazdım fakat onu buraya nasıl getirdiklerini merak ediyordum. İlaçları yanında mıydı? Hangi ilaçları içmesi gerekiyordu? Saat kaçta içecekti? Yiyemediği yemekler var mıydı -ben onu yalnızca lapaya benzeyen bir pilav, et dışında birçok şeye benzeyen et yemeği, biraz da patates püresi yerken görmüştüm-?