Friend

737 88 34
                                    

3

~Niall~ /Bir Hafta Önce/

"Neden kolyesini attınız?"

"Bay Horan, onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Ona aptal bir lakapla seslenen hastanın burnunu kırdı. Herkesin bir cezası olmalı, onun da cezası buydu." dedi Bay Illew sinirle.

"Onun için önemli bir şeymiş ki bu kadar çabaladı. Ne diye attınız?"

"Burnu da Dennis için önemliydi!" diye bağırdı Bay Illew sinirle. "İşime burnunuzu sokmayı kesin! Size buraya bir daha gelebileceğinizi söylediğimi hatırlamıyorum. Judith'i ziyaret etmek yasak!"

Odadan sinirle çıktım. Kız kolyesi için çırpınırken o da kimseyle görüşmeyeceğini söylüyordu. Sen konuşmaya devam et Ray, seni dinleyeceğimi sanmıyorum.

Arabama binecekken otoparkın köşesindeki çöp konteynerını gördüm. Orada mıydı? Evet, kesinlikle oradaydı. Etrafı kolaçan ettikten sonra hızlıca oraya ulaştım. İğrenç kokuyordu.

Aklımda dönüp duran iki soru vardı. İlki, biri onu almış olabilir miydi? İkincisi, çöp karıştırmaya değecek miydi?

***

Avcumu açtım ve tamir etmek için her boş anı değerlendirdiğim kolyeyi sarkıttım. Önce birkaç kere gözlerini kırpıştırdı. Kolyenin ucunu eline aldı ve inceledi. Sanırım gerçek kolyesi olup olmadığına bakıyordu.

Bir anda boynumda kollar hissettim. Çenesini omzuma dayayarak sarılma şeklini tamamladı. Saçları yüzüme çarpıyordu. Güzel hissettiriyordu.

"Sen dünyanın en iyi insanısın." diye fısıldadı. Bu tepkiyi bekliyor muydum? Hayır. Sadece kuru bir teşekkür edeceğini sanmıştım. Peki çöp karıştırmaya değdi mi? Kesinlikle.

Benden ayrıldı ve hâlâ elimde tuttuğum kolyesini aldı. Yataktan kalkıp zıplamaya başladı.

"Daniel!" ya da ona benzer bir şey dediğini duydum. Odadaki bayan onu kahkaha atarak izliyordu. Ayağa kalktım ve yanına gittim. Bana tekrar sarıldı. Hâlâ yerinde zıplıyordu.

"Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum." dedi benden ayrıldıktan sonra. Kolyesini evirip çevirerek inceliyordi. Burun kemerime dahi bakmıyordu.

"Yüzüme bakarak başlayabilirsin mesela." dedim alayla. Zıplamayı ve keyifli hareketler sergilemeyi kesti. Başını kaldırdı ve burun kemerime odaklandı.

"Kendini çok da önemli sanma. Kolye için teşekkür ederim. Söyleyecek bir şeyin yoksa beni, Bayan Dhylen ve kolyemle beni yalnız bırakabilirsin."

Yok artık!

"Bu da ne demek oluyor?" dedim kaşlarımı çatarak.

"'Kolye jesti güzeldi, şimdi defolabilirsin.' demenin nazik yolu." dedi sahte bir sevecenlikle.

"Tanrı aşkına! Onun için çöp karıştırdım!" diye bağırdım sinirle.

"Yapmanı istediğimi hatırlamıyorum." dedi ve kollarını çaprazladı. "Benim için o kadar da önemli değil." Hah! Bu söylediğine kesinlikle kendi bile inanamamıştır.

"Bu yüzden mi günlerdir yemek yemiyorsun?" dedim gülerek.

"Bunu nereden biliyorsun?"

"Hani şu gagaları mükemmel laf yapan kuşlar var ya, bana da uğradılar." dedim alayla.

"Judith, onunla iletişim kurmak senin için iyi olacaktır." dedi odadaki kadın bize yaklaşırken.

"İkiniz de odamdan defolun." dedi Judith arkasını dönüp pencereye yönelirken. Hâlâ şok içerisindeydim. Ani ruh hâli değişimi çok fenaydı.

OverdoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin