2 yıl önce bugün, ben sıkı sıkı at kuyruğum ve o çok sevdiğim, uğurlu olduğuna inandığım kazağımla ortaokuldan kurtulmanın son adımı, lisenin ise ilk adımı olan son kitapçığımı teslim ederken içim içime sığmıyordu. "Sonunda bitti!" diyerek anneme koştuğumu çok iyi hatırlıyorum. Evet, 30 Nisan 2015 Perşembe günü, ben adı sürekli değişen bir liseye geçiş sınavının son oturumundan çıkan küçük bir kızdım. Kelimelerim içime sığmıyordu, test kitaplarındaki kelimelerden bunalmıştım. O gün güzel bir kararla anneanneme gitmiştik. Orada bilmem hangi dersten hangi soruları yanlış yaptığıma bakarken sonunda gerçekten yorgun düşüp, o zamanki en yakın arkadaşım, şimdi rahmetli olmuş tabletime sarılmıştım. Wattpad benim cennetimdi o zamanlar. Yayımlamaya cesaret edemediğim bir şeyler vardı orada. Kelimelerime güvenmiyordum, hatta durun, kendime güvenmiyordum. Daha önce Niall hayran kurgusu yazmamıştım, ayrıca biraz da ağır bir kurguydu. Ama sonra elim "Yayımla" butonuna gitti. Overdose, o zaman gerçekten çok sevdiğim ama sonradan silinen kapağıyla yayımlanmış oldu böylece.
Buhran sayılacak zamanlarım oldu, haftalarca bölüm yazamadığım zamanlar oldu, bölüm sonu notlarına destanlar yazdığım, o notlarda size içimi dökmeye çalıştığım oldu, ciddi anlamda kötü yazdığım, hikayenin içine ettiğim zamanlar oldu, kurgunun nasıl ilerleyeceğini hikayeyi okumayan o zamanki dn yakın arkadaşıma sorduğum ve onun cevabı üzerinden ilerlettiğim oldu, "Ben mutsuzsam onlar da mutsuz olacak be!" dediğim oldu, normal hayatta tıbbın çaresiz kalacağı durumlara uydurma çözümler getirdiğim bile oldu (siz Judith'in hâlâ nasıl yaşadığını sanıyorsunuz?). Hep yanımda oldunuz ve öyle ya da böyle, 2 yıl geçti.
Gerçekten şu kelimelerden oluşan sanal kağıt topluluğu bana o kadar çok şey kazandırdı ki, en kelimelerle anlatılabileni söyle deseniz size kocaman harflerle DOST yazarım. Gerçekten ama gerçekten güzel bir dost, bu yazdığım hayal ürünü dünyanın en güzel şeylerinden biri oldu. Evet, güzelim, senden bahsediyorum Dilruba. İyiki varsın. İyiki o bölüm sonu notlarına gizlediğim hüznü gördün. Tekrardan söylüyorum, iyiki varsın.
Bu çok duygusal bir yazıya dönmeden önce size güzel bir şey bırakmak istiyorum. It Ain't Me'nin klibini izlediğim anda bizim tatlı Jiall'ımız geldi aklıma. Buraya bırakıyor ve It Ain't Me'yi, Pain Makes You Weaker'ın videosu ilân ediyorum.
Birkaç gün önceye kadar sağ kolum alçıdaydı. Ve tek bir kelime dahi yazmamıştım. 30 Nisan'a yetişsin diye kısa bir bölüm yazmış bulundum, kusura bakmayın lütfen. Ve... birkaç bölüm önce kafama esmezse Niall ve Judith'in arasını bozmayacağımı söylemiştim. Özür dilerim fjxbxohzıdjxoxhxkxnSevgilerle,
Sebla
***
Dinlemelisiniz,
Seafret - Give Me Something
Vianney - Je M'en Vais
Ed Sheeran - Give Me Love***
42
"Sabah uyandığımda biraz başım ağrıyordu. Ama çok dert etmemiştim çünkü günde bilmem kaç tane hap yutuyorum ve birinin yan etkisidir diye düşündüm."
Judith iyice küçüldüğü yatakta otururken ben de güven vermek için onun aksine sandalyemde yayılarak oturuyordum. Yüzümde "her dediğini anlayışla karşılayacağımı belirten bir gülümseme" vardı. Bu, Bayan Mandy ve Bayan Avora'nın yüzüme yerleştirdiği gülümsemeydi.
