8.BÖLÜM "Otobüs Saldırısı"

24K 1.3K 454
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋

Oy sınırı 180 yorum sınırı 350.

Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz Kitap_gezegeni1

Keyifli okumalar✨

Keyifli okumalar✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8.bölüm "Otobüs Saldırısı"

Araf'la birlikte eğitim alanına gittik. Bizimkiler çoktan gelip sıraya sizilmişti bile. Yanlarına gelince ben de Fatih'in yanına geçip sıraya geçtim. Araf karşımızda durup bizlere baktı ve dudağının bir tarafı kıvrıldı. "Günaydın Gökbörü timi." dedi gür bir sesle.

Aynı anda "Sağ ol!" dedik. Göz ucuyla bizimkilere bakmadan duramadım. Moralleri bozuk gibiydi. Dün gece yedikleri şeyleri maalesef ki kendileri ödemek zorunda kalmıştı, büyük ihtimalle bu yüzden moralleri bozuktu.

Ben time bakarken Araf bir kez daha konuştu. "Eee gençler hiç sesiniz soluğunu çıkmıyor, ne bu sessizlik? Sizin şimdiye benim başımın etini şişirmeniz gerekmiyor muydu?" Bunu söylerken yüzünde alaylı bir ifade vardı. Sanırım dalga geçme sırası Araf'a geçmişti.

"Bir de soruyor musunuz komutanım?" dedi Soner. "Sizin yüzünüzden ne yediysek hepsini kendimiz ödemek zorunda kaldık." dedi sinirle. "Üstelik biz ödemeyeceğiz diye yanımıza para da almamıştık." Alt dudağımı dişledim. Oradan nasıl çıktıklarını çok merak ediyordum doğrusu.

"Eee nasıl çıktınız kafeden?" Araf'ın sorusuyla ben de merakla ne diyeceklerini bekledim.

"Kafenin sahibi bizi tanıdığı için sonra ödersiniz dedi. Neyse ki ısrarla ödeyin diye tutturmadı. Bir de bulaşık yıkmak zorunda falan kalırdık." dedi Fatih. İstemsizce sesi çıkmayan Meriç'e baktım, şimdiye onun lafa atlaması gerekiyordu ama hiç sesi soluğu çıkmıyordu.

Sanki Araf aklımdan geçenleri duymuş gibi "Senin niye sesin çıkmıyor Fedai?" dedi. Araf'ın sorusuyla herkes gülünce iyice meraklandım. Kesin yine bir şeyler yapmıştı bunlar, Meriç de bu yüzden konuşmuyordu.

Biz Meriç'in konuşmasını beklerken Eren araya girdi. "Kendisinin acısı çok büyük olduğu için bugün konuşamaz komutanım. Bugün onun yas tutma günü."

"Niye ki? N'oldu?" diyerek araya girdim.

Ozan elini Meriç'in omzuna atıp dostça sıvazladı ve konuştu. "Sabah kalkınca unutmadan gidip yediklerimizin parasını verelim dedik. Eh biz siz ısmarlayacaksınız diye ne bulduysak yediğimiz için hesap hayli kabarık geldi. Dedik ki bu hesabı bir kişi ödesin onun içinde çubuk çekelim dedik. Meriç hemen atladı olur deyip çubuk getirdi, bir tanesini diğerlerinden daha kısa yapıp bize uzattı. Kısa çubuğu çeken hesabın hepsini ödeyecekti." Kısa bir an duraksayınca yüzüm buruştu. Sanırım bunun devamını tahmin etmek zor değildi. "Meriç hariç hepimiz uzun çubuğu seçince olaya hemen atlayan Fedai de hesabı ödemek zorunda kaldı." Herkes Meriç'in haline gülerken ben acımadan edemedim. Yazık olmuştu valla.

YILDIZLARIN ALTINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin