14.BÖLÜM "Yalan"

20.5K 1.1K 581
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋

Medyada Araf Bey'imiz var. Çok yakışıklı değil mi? <3 Yazarken gözümde canlanan Araf tam olarak bu ama herkes istediği kişiyi düşünebilir, illaki bunu hayal edin demiyorum.

OY SINIRI 220 YORUM SINIRI 400

Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz Kitap_gezegeni1

Keyifli okumalar✨

Keyifli okumalar✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14.Bölüm "Yalan"

Dışarıdan duyduğum gürültüyle gözlerimi açıp esnedim. Yatakta doğrulup sesin kaynağını anlamaya çalıştım. Bağlama sesine benziyordu. Biri bağlama çalıyor olmalıydı.

Kaşlarım çatılırken yataktan kalkıp banyoya gittim. Uykum açılsın diye elimi yüzümü yıkayıp tekrardan odama döndüm. Üniformamı üzerime geçirirken bağlama sesine bir de Meriç'in sesi ekledi. "Uyanın lan! Sabah oldu! Düşman sahaya çıktı! Alın ellerinize silahlarınızı doğru eğitime!" Gülmemek için kendimi sıktım. Meriç'de olmasa bu askerleri kim güldürecek acaba.

"Oğlum insan böyle mi uyandırılır lan? İnsan bir türkü söyler ki senin o kalın, erkeksi sesini duymamış oluruz!" Bu da Fatih'in sesiydi.

"Sizi o kalın, erkeksi sesimin cazibesiyle uyandırıyorum ama yaranamıyorum! Nankörler!" dedi. "Yarasa gel, komutanlarımın kapısının önünde çal bağlamayı. Kış uykusuna yatmışlar gibi uyanamadılar bir türlü." Sanırım ben ve Araf'dan söz ediyordu.

"Uyanın! Uyanın! Uyanın! Düşman sahaya çıktı Komutanlarım! Siz nasıl asker olup buralara geldiniz? Çabuk kalkın o sıcacık kuş tüyü yatağınızdan! Eğitim için sizleri bekliyor bu vatan aşkıyla dolan askeriniz, özelliklele de Fedai kardeşiniz." Bakışlarım saate kaydı, daha saat yeni dört oluyordu. Genelde beşte kalkıyorduk. Ne oldu da erkenden uyandı acaba.

"Bu ne lan? Uyanmıyor bunlar." dedi, benim kapımın önünde olacak ki sesi çok yakından geldi. Elime telefonumu alıp kapıya doğru ilerledim, tam kapı kolunu tutmuştu ki kapıya var güçüyle vuruldu. "Komutanım uyanın! Saldırıya uğradık! Düşman her yerde! Kan dökülmeden kalkın!" Daha ne kadar saçmalayacağını merak ettiğim için kapıyı açmadan bekledim.

"Uyanmıyor amına koyayım ya! Kış uykusunda mübarek!" Söylenmesine güldüm. "Lan kışın bitmesine ne kadar kaldı? Anlaşılan kış bitmeden uyanmayacak bu kadın."

"Daha bir buçuk ay var Fedai sen uyandırmaya bak en iyisi." dedi Eren, sesinden anladığım kadarıyla gülüyordu.

"Ateş Parçası komutanım, sevdiceğiniz Araf komutanımı kaçırıyorlar! Acilinden, hem de en acilinden kalkıp sevdiceğinizi kurtarmanız gerekiyor! Yoksa kavuşamadan dul kalacaksınız!" Dışardan büyük bir kahkaha tufanı koparken ben gülmeyi kesip hızla kapıyı açtım, hiç beklemeden kapının ağzındaki Meriç'in kafasına bir tane geçirdim. "Ulan iyilik yapıp insanları uyandırayım diyorum ama dayak yiyorum! Nankör insanoğlu ne olacak!"

YILDIZLARIN ALTINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin