12.BÖLÜM "Silah Sevkiyatı"

21.3K 1.1K 665
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋

OY SINIRI 200 YORUM SINIRI 400.

Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz Kitap_gezegeni1

Keyifli okumalar✨

Keyifli okumalar✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12.Bölüm "Silah Sevkiyatı"

Hayalet'in Gölge'si...

Araf'la birlikte sorguya girmişiz gibi karşımızdaki adamlara bakıyorduk. Tıpkı sorgularda olduğu gibi bizimkilerin başında duruyorduk ve sinir bozucu bir sessizlikle onları izliyorduk. Onlar ise bu sessizlikten rahatsız olduklarını belli edercesine gergince oturup kıpırdanıyordu.

Yaklaşık yarım saat önce Meriç baygın taklidi yapmayı kesmişti, Fatih ve Soner ise Araf'ın onları araması üzerine mecbur buraya gelmek zorunda kalmıştı, Eren de bir şey yoktu, o pencerede oturuyordu zaten. Bir ara kaçmaya çalışsa da buna cesaret edememişti. Ozan ise... Ona değinmek bile istemiyorum.

Elif'in çığlığı üzerine yanına gidince yerde baygın bir şekilde yatan Ozan'ı bulmuştuk. Elif ise kendisiyle gurur duyar gibi yerde yatan Ozan'a bakıyordu. Ozan gizlice eve girince yanlışlıkla Elif'in odasına girmişti. Elif de onu hırsız sandığı için kafasına başucunda duran sürahiyi geçirmişti. Neyse ki çok sert vurmadığı için sürahi başında kırılmamıştı. Sadece vurmanın etsiyle birkaç dakika sersemlemişti o kadar.

"Beyler konuşmayı düşünüyor musunuz?" Araf tıpkı ortamdaki sinir bozucu sessizlik gibi sinir bozucu bir sakinlikle sordu. Tıpkı fırtına öncesi sessizlik gibiydi.

"Komutanım ben beyin sarsıntısı geçirdiğim için son bir saatte olan her şeyi unuttum. İstesenizde konuşamam." dedi Ozan başına buz tutmaya devam ederek. Bu şekilde bundan yırtacağını falan sanıyordu herhalde ama Araf buna izin vermezdi.

"Merak etme Ozan ben de küçük çaplı bir beyin sarsıntısı yaşatarak hatırlamana yardımcı olurum." dedi Araf dişlerinin arasından.

"Vallahi benim bir suçum yok komutanım, hepsi Fedai yüzünden oldu. O aklıma soktu." Hemen Meriç'i satmasına güldüm. Çok bile dayanmıştı. Hâlbuki az önce her şeyi unutmuştu.

"Bunu buraya getirmeyecektim ben ya!" Araf'la aynı anda ağzının içinden söylenen Meriç'e baktık. Araf'ın bakışlarını görünce ondan bakışlarını kaçırarak etrafına bakmaya başladı.

"Seni dinliyoruz Fedai. Umarım eve hırsız gibi girmenizin geçerli bir sebebi vardır." diyerek Meriç'e sordu Araf. Meriç hiç ona sorulmamış gibi etrafına bakmaya devam etti. "Başçavuş! Bir soru sordum." İşte şimdi cevap vermeme gibi bir hakkı kalmamıştı çünkü Araf rütbeyi katmıştı araya.

"Komutanım Başçavuş demeyin ya, vallahi korkudan öteki tarafa gideceğim şimdi." Bu dediğine gülmemek için alt dudağımı ısırdım. Mağarada Araf ne zaman kızsa rütbemle sesleniyor diyordu ve ondan korktuğunu da açıkça belli etmişti o gün. Bunu bugün daha iyi anlıyordum.

YILDIZLARIN ALTINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin