24. BÖLÜM

4.6K 670 1.3K
                                    

Selamün Aleyküm yol arkadaşlarım! Nasılsınız, umarım hepiniz iyisinizdir. Amirin Kızı'nın daha çok kişiye ulaşması için arkadaşlarınızı etiketlemeyi unutmayın ❤️

YENİ BÖLÜM İÇİN SINIR : 1000 YORUM 200 OY...

Keyifli okumalar...

🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓

Onaylarcasına hızla başını salladı Reşat. Gözlerinde ki parıltının adı umuttu. Yüzünde ki gülümsemenin adı ise şükürdü. "Hatırladın!" dedi heyecanını dizginleyemeyerek. Hemen sonrasında ise dün gece zihninde canlandı bir anda. Ya yine savrulursa laz kızı bilinmeze. "İyi misin? Yani dün gece..." dedi gerisini getirmeye dili varmamıştı.

Kara Sakal'lının bir anda düşen yüzü ve sesine yansıyan telaşla gülümsedi Su. "Dün gece ki gibi bayılmamdan korkuyorsun." diyerek adamın cümlesini tamamladı. Ardından "Atak geçirmeden hemen önce şiddetli bir ağrı saplanıyor başıma. Şuan ağrım yok, korkma." dedi Reşat'ın bakışlarına düşen gölgeleri sevmemişti.

"Sen hep iyi ol Püsküllü. Sen iyi ol ki ben nefes alayım. Dün gece sen o haldeyken ciğerlerime nefes değil cehennemi taşıdı zaman." diyen adam utangaç bir gülümseme ile başını eğerek kaçtı beklenmedik sözlerinden. Kalbi ve dili özerklik ilan ediyordu Su'yun yanında.

"Keşke sana söz verebilsem. Keşke iyi olacağım bir daha asla unutmayacağım seni diyebilsem. Ama diyemem tıpkı senin diyemediklerin gibi..."

Bakışlarını hızla yerden kaldırıp kızın güzel yüzüne çeviren Reşat küçük bir çocuk gibi hevesle sesinin yüksek çıkmasına engel olamamıştı. "Okumuşsun, biliyorsun!"

"Bağırmasana be adam!" diyerek sahte bir sinirle söylenen Su, telaşla bir kaç adım atıp balkona çıkarak kapıyı kapattı. "Senin de hiç ayarın yok. Ya sessizce veda ediyorsun ya abimle babam evdeyken bağırıyorsun. Böyle ölmezsin sakat bırakır adamı Takalar."

"Haklısın Laz Kızı'm ben biraz acemiyim de bu işlerde. Hamza ve Mehmet'ten başka taktik alacağım kimsem de yok. Onlara kalsa sana kimliğimi verip git evlen benimle demeliymişim. Tek başına olmaz herhalde o işler." diyen Reşat uzadığı için dalgalanan saçlarını karıştırıp suçlu bir ifadeyle bakışlarını kaçırdı. "Ben aslında yine sessizce veda edecektim sana. Ama olmadı."

"Veda?" diye soran Su'yun kaşı merakla kavislenmişti.

"Görev beklemez desem. Sende başka birşey sormasan olur mu?"

Boğazını acımasız bir pençe gibi saran kaybetme korkusu ile nefesi sıklaşan kız, "Şehadet haberim gelirse yazmışsın. Tehlikeli bir görev değil mi?" dedi Kara Sakal sorma dese de kelimeler kendiliğinden dökülmüştü bir anda.

"Şehadet şerbet fani dünya zehir Laz Kızı. Senin için, sen ağlama diye şerbete değil zehre talibim artık. Böyle bakarsan zehirden önce gözlerin alır canımı. Hadi kal sağlıcakla..."

AMİRİN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin