AMİRİN KIZI

21. BÖLÜM

Selamün Aleyküm yol arkadaşlarım! Nasılsınız, umarım hepiniz iyisinizdir.

Sizden küçük bir ricam var, bu yoruma arkadaşlarınızı etiketleyip, Amirin Kızı'nın daha büyük bir okuyucu kitlesine ulaşmasını sağlarsanız çok sevinirim.

Keyifli okumalar...

🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓

"Kutimda buyuk hissediyirum emice. Hiç açmasak oni. Hem aluştum ben habu paçiye. Guyunun kapaği açilunce ya istemezsa benu artuk. Ya dersa de hayde yoluna?" diyen iç sesi ile sindiği köşeden çıkan Su, bir korkak gibi saklanıp unutmak isteyeceği kadar zihninde büyük depremlere neden olan adamdan kaçacak değildi.

Az öncekinin aksine ne istediğini bilen kendinden emin bir parıltı yerleşti hırçın gözlerine. "Bugün karşılaştığım adam zihnimi darmadağın etmiş belli. Ee adamın iyi biri olduğu babam ve Azrail abim tarafından gırtlanmadığı için besbelli. Neden unutmak istedi aklım, neden kaçtım?"

Yüzündeki endişe hızla kaybolan doktor Nazif'in dudakları bu kez keyifle kıvrıldı. Su sandığında daha güçlü bir kızdı ve eğer kuyunun kapağı açıldığında etrafa saçılan gerçekler ne olursa olsun Rivriv'in onu terk etmeyeceğine emin olursa unutmak istediği adamla yüzleşmekten kaçmayacaktı. Genç kızın zekasını hafife alamazdı ve tek kozunu yerinde ve zamanında oynamalıydı. Ya şimdi ya hiç diye iç geçirip, "Ya unutmak isteyen aklın değil de kalbinse? Abin Azrail Bey son ataktan bir önceki atağında, uyanır uyanmaz Kara Sakal diye birinden bahsettiğini söylemişti. Karşılaştığın adam kuyudan bir kaç saniyeliğine de olsa kaçmayı başaran tek kişi olan Kara Sakalsa..."

Su'yun tokat yemişcesine afallayıp bir kaç adım kendinden uzaklaşmasını gözlemleyen Nazif Bey, bu kez Rivriv'e seslendi ciddiyetle. Karşıdaki kızın sığındığı hayali ve sivri dilli hayali arkadaşın varlığını çok uzun zaman önce kabullenmişti. Su'yun zihninde yelken açabilmenin tek yolu Rivriv'i kabullenmekti çünkü. "Rivriv bugün karşılaştığınız beyefendinin kara sakalları var mıydı? Ya da seni mıhlama peyniri gibi eriten bir sıcaklık hissettin mi?"

Adını duyar duymaz Su'yun bedeninde ki kumanda merkezine oturan Rivriv, her zamanki gibi tüm değer yargılarından, doğrulardan, yanlışlardan, insanoğlunun bitmek bilmeyen hesaplarından soyutladı. Kızın kalbinde ki en yalın gerçekleri cesurca itiraf etti, karşısında ki adama güvenmek zorunda olduklarını biliyordu. "Ya ne emice! Hem Gara Sakalli hemde baklavali. Biliysun benda var bir maraz. Şegere, şegerliye, baklavaya, boreğe hastayum. Bir baktum oğa yetmedu bir daha bakayum dedum. Paçi de verdi gazi. Ayak ustu sünnetleduk adamun baklavalari."

"Anlaşılan bu Kara Sakal'ı baya beğenmişsin Rivriv. Su ve seni karşılıklı kefelere koyunca aranızda mantıklı ve tedbirli davranan hep sen olursun. Su'ya ayak uydurup baklavaları sünnetlediğinize göre, sen güveniyorsun bu adama?" dedi Nazif Bey, konuşmanın giderek garip bir hal aldığını bilse de genç kızı defalarca aynı yorucu yolculuğa çıkarmak yerine Rivriv'le pazarlığa oturmayı tercih ederek.

"Sakalina hamsi gonasica vakdiyle dedu bağa ikisi bir arada yapacağum siza. Almayacak bendan paçiyi. Demişi di seveyi benu. Ama anlarken conta yakayi. Rivriv de gelsun bizumle ama sen gonişuk et demişidi. Numarasini de almişidum. Yarun gel yavuklim ol dedu Paçi oğa. Sonra yan çizdu Gara Sakal. Cideyrum dedu. Benüm yuzumden mi gaçti Paçi'den? Niye istemedu bizu?" diyen kız derin bir nefes alıp şivesiz bir şekilde konuşmaya devam ettiğinde Rivriv'in sahneyi terk ettiğini anladı Nazif.

"Ben, ben değil. Bu sefer Rivriv açmış kuyunun kapağını. Rivriv unutmak istemiş..."

Tahminlerinde yanılmayan tecrübeli doktor Nazif, yıllardır takibinde olan Su'yun ilk kez sildiği bir anıyı geri çağırdığına şahit oluyordu. "Sana hep tekrar ettiğim bir cümle vardı hatırlıyorsun değil mi Su?" diye sordu kızın üstüne çok gittiğini bilse de hamlesini sonuca erdirmek istiyordu.