Selamün Aleyküm canlar. Ayazın Çiçeği Emanet baskıya gireceği için bir süre Wattpad'le ilgilenemedim, bölümde bu yüzden gecikti. Dualarınızı eksik etmeyin lütfen. Çok konuşmadan kaçıyorum, dağ gibi ütüm var 😭
Keşke bende filmlerdeki yazarlar gibi şömine başında pencereden karın yağışını izleyerek kitap yazabilseydim. Hayaller şömine gerçekler buharlı ütü 🙈Bölümü dilekgorer e ithaf ediyorum.
Keyifli okumalar dilerim 🌼
🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓
Yardım dilenir gözlerle kendisine bakan Ravza'ya otuz iki dişini göstere göstere sırıtan Su, deli olmasına deliydi ama gelinlik tasarlayan Firdevs Takalar'ın elindeki avı kurtarmaya çalışacak kadar aklını veresiye vermemişti. Firdevs, tüylü siyah şapkası ve bileğinde ki iğnelik ile adeta avını köşeye sıkıştırmış bir avcı gibi tehlikeliydi.
"Firdevs Abla, gerçekten ama gerçekten gerek yok bunca zahmete. Sade bir nikah elbisesi alsak, çok yoruldun." diyen Ravza belki de ellinci kez tekrar ettiği sözlere yine aynı cevabı aldı. "Konuşma, omuzlar dik, gözler karşıya!"
Yenilgiyi kabullenmek istemese de omuzlarını düşüren Ravza, "Bari tarlatansız bir model olsa." dedi Firdevs Takalar'ın gösterişli hayal gücünün karanlık yüzünden habersiz.
Parmak ucundaki son iğneyi de kızın üzerinde ki Fransız Danteli kumaş kullandığı etek ucuna sabitleyen kadın, dizlerinin üzerinden doğrulup başındaki tüylü şapkayı düzeltti ve arkasında dikilen iki yardımcısına dönerek, "Hatice, kızım Ravza Abla'na dokuz yaşından itibaren çizdiğim tüm gelinlik modellerini göster ve içlerindeki en sade modelin üzerindeki olduğunu anlamasını sağla." dedi ve Hatice'nin hemen yanında ki diğer kadını buldu gözleri. "Netice, kızım sende dijital baskülü getir Ravza Abla'nın nikaha kadar gram dahi almasını istemiyorum. Vicdanı gibi her an tepesinde olacaksın."
Yaklaşık sekiz yıldır tasarımlarına hayran oldukları, moda dünyasının en çılgın tasarımcılarından Firdevs Takalar'ın atölyesinde çalışan ikiz kardeşler Hatice ve Netice, Firdevs'in tatlı kaçık çıkışına kıkırdamadan edememişti.
Yüzlerinde ki gülümseme kadının ikaz dolu öksürüğü ile dağılırken Hatice, Ravza'ya doğru atıldığı an Netice'de koşarak dijital baskül bulmak için gözden kayboldu. Tatlı kaçık patronları sinirlendiği anlarda atölye de sert rüzgarlar esiyordu ve iki genç kadın rüzgarsız havaları kesinlikle daha çok seviyordu.
Ravza'yı çekiştirerek kişisel bir müzeyi andıran Firdevs'in odasına sürükleyen Hatice büyük bir hayranlıkla gelinlik çizimlerini gösterirken sadece bir dakika sonra ikna olmuştu Ravza. Firdevs Takalar sonradan değil doğmadan gösteriş düşkünüydü ve Ravza için tasarladığı gelinlik çizimlerin içinde en sade olanıydı.
Spot ışıkları altında iyice kısılan gözlerini dinlendirmek isteyen Firdevs aceleci adımlarla atölye kaldığı geceler kullandığı odasına ilerlerken, topuklu ayakkabılarının vurgulu ritmine sesi karıştı. "Düş peşime rakiplerimin bedduası düş. Kot tulumunu üzerinden kazma kürekle kazıyacağım sonunda!" diye bağıran kadın biricik kızının yaz kış giydiği birbirini hemen hemen aynı olan askılı kot tulumu görmemek için bakışlarını kaçırarak devam etti adımlarına. Küçük bir çocukken dahi oyuncak bebeklerini rengarenk elbiselerle süsleyen Firdevs Takalar tek kızına kendi tasarımlarından birini dahi giydirememişti. Tüm hevesini ve umudunu ise kızın düğününe saklıyordu. Su hayli değişik bir yaratıkta olsa da kendi düğününe kot tulumla gezecek değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMİRİN KIZI
MizahAnnesinin çocukluğunun bedelini sırtlanan ve şehadet aşkı ile yanıp tutuşan Reşat'ın masalında gökten elma değil hamsi düştü. Güzeller güzeli gözleri kara kokusu deniz olan bir hamsi... İnatçı, kavgacı ve asi Su' yun masalında ise gökten elma değil...