AMİRİN KIZI

31. BÖLÜM

Selamün Aleyküm yol arkadaşlarım! Nasılsınız, umarım hepiniz iyisinizdir. Amirin Kızı'nın daha çok kişiye ulaşması için arkadaşlarınızı etiketlemeyi unutmayın ❤️

Bölümü  YelizelliBabur a ithaf ediyorum.

Keyifli okumalar...

🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓🚓

Vezir ardından yükselen dev bedenin gücü karşısında eğilip acı dolu iniltiler çıkarırken karanlık odanın duvar dibinden hareketlenen uzun boylu bir silüet tavandan salladırılan Ruhi'ye doğru yaklaştı. Adamın turuncu uzun sakalları, kehribar gözleri ve kusursuz yüz hatları akılda kolayca yer edinecek cinstendi. Haber muhabiri olmasına rağmen dikkat çeken dış görünüşü nedeniyle hayli popüler bir ekran siması haline dönüşmüştü Cebrail Takalar...

Takalar Ailesinin dördüncü oğlu. Beş yıl boyunca Ortadoğu da ki birçok ülkede savaş muhabirliği yapan adamın hayatı kız kardeşinin kaçırılması yeni bir rota bulmuştu. On yıl önce Türkiye'ye dönüp haber muhabiri olarak mesleğine devam eden Cebrail barut kokusuna ve mazlumların sesinin gür çıktığı manşetlere hasretti. Çocukluk hayali olan savaş muhabirliğinden onu vazgeçiren, canından dahi öte tuttuğu iki varlık vardı adam için. Biri annesi Firdevs, diğeri kız kardeşi Su...

Şakacı bir mizacı olan adamın bam teliydi evlerinin yuva kokan iki güzeli. Söz konusu annesi ve kardeşi olduğunda neşesinden eser kalmaz kehribar gözlerinde kopan tufan efsaneleri süsleyen Nuh tufanını aratmazdı...

"Sikimsonik dayım Ruhi, kadınsız hava sahasında olduğumuzdan mütevellit amel defterimi coşturmaya devam edelim diyorum. Gördüğün gibi kuru götünü kollayacak Vezir'de avucumuz da inkar yerine ötmeye başlasan daha acısız bir şekilde ölme ihtimalini düşünebilirim." diyen adam öfkeden seğiren sağ gözüne avucunu sürtüp iki üç kez tekrar etti aynı hareketi. Sığ sularında kopan fırtına öylesine şiddetliydi ki yüzündeki kasılmaları engelleyemiyordu.

Firdevs Takalar'ın, evlenmeden önceki soy ismiyle Firdevs Dikişdikmedenmakassoransoyların tek kardeşi olan Ruhi, soğuk, kibirli ve ailesinin parasal gücüyle insanları esmeyi seven bir karaktere sahipti. Ablası Firdevs'le de bu nedenle her zaman ters düşmüştü ama iki kardeşin aralarında ki uçurumun Su'yun çocukluğunu ihanet denizinde boğacağını kimse tahmin edemezdi. Dakikalardır tepe aşağı sallanan adamın vücudunda ki bütün kan büyük bir baskıya yüzüne toplanmış ve tonlarca ağırlık altında eziliyormuş hissi veriyordu. Kırık burnu, patlayan dudağı ve kaşından ince bir yol izleyen kanın ağır metalik kokusu ise midesini alt üst ediyordu.

Dayısının konuşmaması ile iradesinin dizginlerini öfkesine teslim eden Cebrail, "Ver orta takam coşkuyu!" diye bağırdı ve sesine karışan gizli tehdit karanlık odanın duvarlarına çarpıp az evvel geldiği köşedeki diğer adamın hareketlenmesini sağladı. Mikail Takalar... Takalar Ailesinin üçüncü oğlu. Toprağa aşık, topraktan var edildiği için yaratıldığı çamura vefayla bağlı bir adam. Toprağa sevdası tenine islemiş, koyu kumral saçları, kavruk teni, kahverenginin toprağa çalan gözleriyle sıradan bir o kadar da güzel bir suretti... Eşi ve iki oğluyla Trabzon'da tarım arazileri, meyve ve çay bahçelerinde ömrünü dolduran ailenin en vukuatsız oğluydu.

"Hemen abim! Yalnız hatırlat gecenin finalinde ulu takadan fetva almamız gereken bir konu var." dedikten sonra eğilip ayak ucunda ki hayli büyük bir boyutta olan ayaklı lambanın açma tuşuna dokundu. Karanlık odada bir anda parlayan ışık hüzmesinin hedefi Ruhi'nin yüzüydü. Adamın dakikalardır karanlığa alışan gözleri acıyla kısılırken, deponun arka kısmından yükselen ve giderek yaklaşan adım sesleri herkesin bakışlarını üzerine çekmişti. Üzerindeki Trabzonspor formasına teri karışmış kıvırcık siyah gür saçları ıslanmış kot pantolonun üzerine sıçrayan kan izleriyle taraftar kavgasından çıkmış gibiydi İsrafil Takalar... Takalar Ailesinin ikinci oğlu düğünün de dahi Trabzonspor forması giyen, Sur adını verdiği düdüğü boynundan hiç eksik olmayan öfkeli bir o kadarda neşeli İsrafil Takalar... Ailesinin ele avuca sığmaz annesine ve kardeşlerine dövüş salonunda saatlerce ter döktüren üyesi...